Having been summarized in the classical Lincoln formula as “government of the people, by the people
and for the people”, democracy is undoubtedly the most wished and ‘popular’ form of government that
derives its legitimacy from the people. Populism is an anti-democratic political style, political ideology
or strategy, although it promotes the people by resorting to democratic means and apparatuses. There
is not much argument on what-populism-is-not while there are debates and approaches on whatpopulism-is and how it should be defined since it sees itself as the real and sole representative of the
people which is against pluralism, a sine qua non requirement for democracy. Grasping representative
politics as too complicated and confusing, seeing itself as simple and direct, populisms are, however,
“half-heartedly political” and benefiting from the democratic regime(s) facilities. In this study, firstly
the problematic relation between democracy and populism, secondly the genealogical connections
between fascism and populism are examined. Thirdly, militant democracy, as a caution against fascism
in the 1930s, is argued from the perspective that whether it could be devised as an institutional and
theoretical caution against contemporary populism ‘diagnosed’ as “tamed fascism” and “corrupted
democracy” by reviewing the relevant literature as well as taking the conceptualizations like strong
democracy, anti-populism, left populism against right wing populism into account. Finally, how
populism is conceived and defined shapes its position in the face democracy as well as the democratic
tools and the struggle against it within democratic rules. In addition, another factor determining the
relations and interactions between these two concepts is political conjuncture of the historical era. It
can be said that the 21st century’s world does not possess the same optimism about democracy and
democratic regimes that emerged after the second half of 20th century, that is why the sensitiveness to
protecting democracy within the borders of and in the name of democracy against anti-democratic and
extremist movements has increased.
Meşruiyet kaynağını halktan alan ve klasik Lincoln formülünde özetlendiği üzere “halkın, halk
tarafından, halk için yönetimi” olan demokrasi, kuşkusuz en istenir ve ‘popüler’ yönetim biçimidir.
Keza halkı öne çıkaran popülizm ise, demokratik yolları ve araçları kullanmakla birlikte, antidemokratikliği kabul edilen bir siyaset tarzı, bir ideoloji ya da siyasal bir stratejidir. Popülizmin ne
olduğu ya da nasıl tanımlanması gerektiği hakkında çokça tartışma ve yaklaşım varken, onun ne
olmadığı konusunda böylesi bir tartışma bulunmamaktadır zira popülizm kendisini halkın tek ve
gerçek temsilcisi görmesi nedeniyle demokrasinin en önemli varlık koşullarından olan çoğulculuğa
açıkça karşıdır. Temsili siyaseti fazlasıyla karmaşık ve akıl bulandırıcı, kendisini basit ve dolaysız
gören popülizm(ler) yine de “gönülsüz bir biçimde siyasaldır” ve demokratik düzen(ler)in getirdiği
olanaklardan faydalanmaktadır. Bu çalışmada, ilkin demokrasi ve popülizm arasındaki sorunlu ilişki,
ikinci olarak faşizm ve popülizm arasındaki soykütüksel bağ(lantı)lar ele alınmıştır. Üçüncü olarak
ise, 1930’ların faşizmine karşı bir önlem olarak ortaya atılan militan demokrasinin “ıslah edilmiş
faşizm” ve “yozlaşmış demokrasi” şeklinde de ‘teşhis’ edilen güncel popülizme karşı bir kuramsal ve
kılgısal bir tedbir olarak düşünülüp düşünülemeyeceği ilgili literatürün taranması yöntemiyle ve güçlü
demokrasi, anti-popülizm ve sağ popülizme karşı sol popülizm gibi kavramsallaştırmalar da dikkate
alınarak tartışılmıştır. Sonuç olarak, popülizmin nasıl kavrandığı ve tanımlandığı onun demokrasi
karşısındaki duruşuyla beraber demokratik kurallar içerisinde ona karşı kullanılan demokratik araçları
ve mücadeleyi de biçimlendirmektedir. Ek olarak, bu iki kavram arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri
belirleyen diğer bir faktör, içinde bulunulan tarihsel çağdaki siyasal toplu durumdur. Denilebilir ki,
21. yüzyılın dünyası, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan, demokrasiye ve demokratik
rejimlere yönelik duyulan iyimserliğe sahip değildir; bu yüzden demokrasiyi anti demokratik ve aşırılık
yanlısı hareketlere karşı, demokratik sınırlar dahilinde ve yine demokrasi adına koruma hassasiyeti
artmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |