Bu çalışma, Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrası güvenlik tehdidi algılamalarını, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edilen askeri tezkere kararları üzerinden incelemektedir. Teorik çerçeve bakımından Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme yaklaşımını kullanan bu çalışma, Soğuk Savaş sonrasında TBMM tarafından kabul edilen askeri tezkere kararlarının gerekçe metinleri Türkiye’nin güvenlik tehdidi algılamaları bakımından analiz etmiştir. Nitekim askeri tezkerelerin her birine ait bir gerekçe metninin bulunuyor olması, güvenlikleştirme yaklaşımının bu konuya yönelik iyi bir çerçeve oluşturabilmesinin önünü açmaktadır. Bu noktada, TBMM tarafından, 1990-2021 yılları arasında toplamda 95 askeri tezkere kabul edilmiştir. Bu askeri tezkerelerin 47 tanesinde gerekçe olarak Türkiye’nin güvenliği ve/veya Türkiye’ye yönelik bir güvenlik tehdidi belirtilmiştir. Çalışmanın ulaştığı en temel sonuç, Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrasındaki güvenlik tehdidi algısı, güney kara sınırındaki meseleler etrafında şekillendirdiğidir. Bu noktada, bir süreklilik halinde, Irak ve Suriye’den askeri ve/veya düzensiz göçe dair bir güvenlik tehdidi algılayan Türkiye, zaman içerisinde söz konusu bu tehdit algılamalarının kaynağı olarak PKK/YPG/PYD ya da DEAŞ gibi devlet dışı aktörlerin de içerisinde bulunduğu farklı aktörleri belirtmiştir. Elbette ki söz konusu bu dönemde Türkiye’nin güvenlik algısı yalnızca askeri tezkerelere konu olmuş ülke veya aktörlerce şekillenmemişse de askeri tezkerelerin incelenmesi somut bazı çıkarımlar yapılabilmesine olanak tanımıştır. Bu noktada, Türkiye’nin güvenlik algısı 1990’larda Irak’tan kaynaklı meselelerle şekillenmişse de sonradan Suriye’den kaynaklı meselelerle birlikte büyük bir değişim geçirdiğini söylemek mümkündür. Bu süreç irdelendiğinde hem güvenlik tehdidinin kaynaklandığı aktör sayısında bir artış gözlemlenmiştir hem de tehdidin konusunun ve yapısının çeşitlendiği görülmüştür. Bunun yanında tüm bu başarılı güvenlikleştirmelerde, güvenlik tehdidi bakımından askeri sektör birincil olarak mevcut iken, aynı zamanda, ekonomik ve toplumsal sektör de tezkere metinlerinde zaman zaman vurgulanan sektörler olmuştur.
Türk Dış Politikası Askeri Tezkere Kararları Güvenlik Kopenhag Okulu Güvenlikleştirme
In this study, Turkey’s post-Cold War security threat perceptions are analyzed by using the mandates for military actions (MMAs) adopted by Grand National Assembly of Turkey (GNAT). This study, which uses the securitization approach of the Copenhagen School as the theoretical framework, analyzed the justification texts of the MMAs of GNAT after the Cold War in terms of Turkey's security threat perceptions. As a matter of fact, the existence of a justification text for each of the military resolutions paves the way for the securitization approach to create a good framework for this issue. A total of 95 MMAs were accepted by GNAT between 1990-2021. In 47 of them, Turkey’s security and/or a security threat to Turkey has been pointed as the main reason. One of the main conclusions of the study is that Turkey’s security threat perception after the Cold War mostly shaped by developments in Turkey’s southern border neighbors. At this point, Turkey, as a continuum, perceived security threats arising from some military issues and / or irregular immigration from Iraq and Syria. But, over time, different actors, including non-state actors such as PKK / YPG / PYD or DAESH, have been pointed as the main source of these perception of threat in the justification texts of the mandates for military actions. It is a very clear fact that, within related era, Turkey’s security threat perception is not solely shaped by the countries which mentioned in related MMAs. But analyzing MMAs is giving an opportunity for much more concreate facts. In this term, while Turkey’s security threats perception is shaped by Iraq during the 1990, this has changed with especially after the Syrian civil war. Thus, mostly because of outside developments, an increase has been observed in the number of actors from which the security threat originates, and the subject and structure of the threat have diversified. Lastly, in all these successful securitizations, while the military sector was the primary factor in terms of security threat, at the same time, the economic and social sectors became prominent together with the military sector.
Turkish Foreign Policy Mandates for Military Action Security Copenhagen School Securitization
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 9 Sayı: 2 |