Aile hukukunda gözlemlenen statüden sözleşmeye doğru evrim irade serbestîsi ilkesinin belirli sınırlamalarla aile hukukunda da yaygınlaşması etkisini doğurmuştur. Statü anlayışı kapsamında da taraflar irade serbestîsine sahip olmakla beraber bu serbesti aile hukuku içindeki maddi nitelikli ilişkilerle sınırlıydı. Statüden sözleşmeye doğru evrimle sadece maddi nitelikli ilişkiler değil, diğer hak ve yükümlülükler ve boşanmanın sebepleri dahi taraflarca kararlaştırılabilmektedir. Bazı hukuk sistemlerinde kusura dayalı olmayan boşanma anlayışı gelişmiş ve boşanma tarafların talebi ile mümkün hale gelmiştir. Maddi hukuktaki bu gelişmelerin kanunlar ihtilafı hukuku alanındaki etkisi maddi nitelikli ilişkiler haricinde de hukuk seçimi imkânının tanınması olmuştur. Boşanma ve Ayrılığa Uygulanacak Hukuk Konusundaki Roma III Tüzüğü’nde taraflara kendileriyle mutad mesken veya vatandaşlık gibi belirli irtibatlara sahip hukuk sistemlerini veya lex foriyi uygulanacak hukuk olarak seçme imkânının tanınması bu gelişmeler neticesi gerçekleşmiştir. Hukuk seçimi imkânının tanınması milletlerarası özel hukukun diğer alanlarında olduğu gibi aile hukuku ilişkilerinde de öngörülebilirliği ve hukuk güvenliğini artırıcı niteliktedir. Ayrıca, forum-shopping yoluyla dolaylı hukuk seçimini de engelleyecektir. Hukuk seçimi imkânının tanınmasının bir diğer etkisi de şahsi statünün bağlama noktaları olan vatandaşlık, ikametgâh ve mutad meskene dair teorik tartışma ve gerekçelendirmelerin etkisizleşmesidir. Makalemizde aile hukukunun evrimi ve bu evrim üzerine inşa edilen kanunlar ihtilafı hukuku alanındaki gelişmeler kapsamında Roma III Tüzüğü’nde sağlanan hukuk seçimi imkânı ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.
Aile hukuku sözleşmeselleşme irade serbestîsi boşanma hukuk seçimi
The evolution observed in family law from status to contract resulted in expansion of party autonomy principle in family law with some limitations. Although, parties also have party autonomy under the status understanding, it is limited to pecuniary relations in family law. With the evolution from status to contract, parties can determine not only rights and obligations relating to pecuniary relations but also to other fields of family law. Parties can even determine causes of divorce. In some legal systems non-fault divorce concept has developed. Under this concept divorce can occur based on demand of a party. The effect of these developments in substantial law is providing choice of law in conflict of laws issues in the field of family law. The right of the parties to choose a legal system that has a connection to them based on nationality or habitual residence or to choose lex fori for their divorce cases under Rome III Regulation on the Law Applicable to Divorce and Legal Seperation is recognised based on these developments. Choice of law enhances predictibility and legal security in the field of family law matters as in the other fields of conflict of laws. Moreover, it will prevent indirect choice of law through forum shopping. The theorotical discussions and justifications relating to use of connecting factors of personal status that are nationality, domicile and habitual residence become ineffective after recognition of choice of law. In this article, the evolution of family law and the development of conflict of laws relating to family law and divorce matters based on that evolution and the choice of law provided by Rome III Regulation in this context is analysed in detail.
Family law contractualisation party autonomy divorce choice of law
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 27 Sayı: 2 |