Öz
İçinde yaşadığımız cemiyeti veya herhangi bir toplumu zekâ/yetenek
düzeyi açısından kategorize etmeye çalıştığımızda, düşük ve üstün olanların oranında teorik olarak bir aynilik göze çarpar. Dağılım olarak normal olan bu iki farklı ve uç kesimin de ülke eğitimi açısından bir sorun teşkil ettiği/etmesi gerektiği ortadadır. Bu sorunu çözüme kavuşturma noktasında öncelikle önemsemek gerekmektedir. Eğitim verilmesi gereken bu iki alanın kabulünden sonra zorunluluktan dolayı bir "öncelik' tartışması yapmak gerekiyorsa bu tartışmanın insanî ve etik açıdan değil fonksiyon
el açıdan yapılması daha tutarlı olur. Bu durumda bir potansiyel olarak üstün' lerin eğitilmesi önceliği, tartışmasız bir gerçek olarak ortaya çıkar.