According to the results of former geological works and the
author's recent geomorphologic study the source area of the recent Coastal
placer gold deposits is the batolithic mass of Demirköy in the Istranca
Mouııtains. Following the formation of this igneous mass, erosion of the
Central part of the Istranca Mountains started and an ancient erosional -
denudational surface had been buried under the Eocene and Oligocene sedimentary
formations in the Ergene Basin which is found in the south of the Mauntains.
Following Oligocene, a new denudatinal surface had developed on the mountain
and its formation had continued until the middle Miocene and the relics of
which seen today at about 500 - 1000 meters on the summit area of the seems are
mountain. It that only the higher parts of the cover of the batholitic mass had
been eroded durıng this period. These highest surfaces are indicated by the
symbol D I on the geomorphological map of the authors. The erosion should penetrated to the deeper core of the
plutonic mass and another loWer denudational surface had developed during the
Iate Miocene. The relics of this surface, D II surfaces on the geomorphological
map, are seen today at about 250 - 550 meters around Demirköy and the erosional
material of this surface, that is the correlated sediments of it were
transported by braided streams tovvards the north and laid down in the iğneada
area. The fırst pieces of gold should be carried down the mountain during this
time, but no deposit of economic value is reported until now, because finding
placer concentrations in braided stream deposits is little diffıcult. During
the Pliocene some surfaces of fluvial origin, D III surfaces, had been added to
the land surfaces towards the east to southeast of the foot of Istranca
mountains. But the coastline, and of course the probably Coastal placers of
this period, that is of Pliocene surface should be covered by the waters of the
transgrading ancient Black Sea during the early Pleistocene. There fore the
only economic placer gold deposits can be found today an along the Holocene
beaches of iğneada Mert gölü area.
Önceki jeolojik çalışmalar ve yazarların yaptığı jeomorfolojik
araştırmalara göre bugünkü kıyı plaser altın yataklarının kaynağı Istıranca Dağları'ndaki
Demirköy batolitik kütlesidir. Bu kütlenin oluşumunu izleyen dönemde dağ
üzerinde en eski aşınım yüzeyleri oluşmuş ve bu yüzeyler güneydeki Ergene
Havzası’nın Eosen ve Oligosen tortulları altında gömülmüş, fosilleşmiştir.
Oligoseni izleyen dönemde, dağ üzerinde yeni bir aşınım yüzeyi oluşmuş ve bu
oluşum Miyosen ortalarına kadar süpürmüştür. Bu orta Miyosen yüzeyinin
kalıntıları günümüzde dağın en yüksek kesimlerinde tektonikle basamaklanmış
halde 500 ile 1000 metrelerde doruklar düzeyinde gözlenir. Bu evrede batoliktik
kütlenin sadece en üst örtü kısımlarının aşınmış olduğu anlaşılmaktadır. Burada
söz konusu edilen en yüksek aşınım yüzeyleri yazarların jeomorfolojik
haritasında DI simgesi ile gösterilmiş bulunmaktadır. Erozyon, plutonik kütlenin derindeki çekirdeğine geç Miyosen
ulaşmış ve geç Miyosen’ de yörede bir başka aşınım yüzeyi gelişmiştir.
Jeomorfolojik haritada D II simgesi ile gösterilen bu daha alçak yüzeyin
kalıntıları bugün Demirköy dolaylarında 250 - 500 metreler arasında gözlenir ve
bu yüzeyin aşınım mahsülleri yaygın (braided) sel karakterli akarsularla kuzeye
taşınmış, yüzeyin yaşıtı (korelanı) olan katmanlar haline İğneada dolaylarında tortulanmıştır.
Aşınmış ilk altın tanecikleri büyük bir olasılıkla bu dönemde dağdan aşağı
taşınmıştır, ancak bugüne kadar o tortullar içinde ekonomik değerde bir
bulgudan söz edilmemiştir. Esasen sel karakterli yaygın (braided) akarsu
yatakları içinde önemli plaser konsantrasyonları oluşması da fazla olağan
değildir. İğneada dolayındaki kara bölümüne Pliyosen akarsularının oluşturduğu
bazı kara kesimleri, D III yüzeyleri de eklenmiştir. Ancak bu düzlüklerin doğu
ve güneybatısında eski Karadeniz kıyılarında bulunması gereken kıyı kumsalları,
anlaşıldığına göre, Alt Pleistesen’den itibaren transgresif olarak karaya doğru
ilerlemiş bulunan Karadenizin suları altında kalmıştır. Sonuçta araştırma
alanında ekonomik olabilecek en uygun altın ve diğer ağır metal plaser
konsantrasyonları erken Holosen'e ait kumsal şeritlerinde yani İğneada Mert
gölü dolaylarında meydana gelmiş bulunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beşeri Coğrafya |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1996 Sayı: 1 |