-
Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun büyük çoğunluğu köylerde
yaşamakta, köyler ilkel tarımsal metotların uygulandığı ve savaş yıllarının
yokluğu ve tahribatının yaşamın her alanında hissedildiği ve eğitim faaliyetleri
açısından tamamen olanaksız ve ihmal edilmiş durumdaydı. Cumhuriyetin ilk
yıllarından itibaren bu hususa büyük bir önem veren Mustafa Kemal Atatürk
olmak üzere bazı Türk aydınları ve devlet adamları, kalkınma hamlelerinin
köyden başlatılması gerektiğini söylemişlerdir. İsmet İnönü cumhuriyeti;
"Bozkırın ortasında kurulmuş bir köylü cumhuriyeti" olarak tanımlanır.
(Araştırma Kurulu, 1993;2). Köyün, dolayısıyla memleketin eğitim yoluyla
kalkındırılması hamlesini önce Mustafa Kemal, sonra da onun direktifleri ile
Mustafa Necati, Reşit Galip, Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel, H. Fikret Kanat,
ve İ. Hakkı Tonguç gibi eğitimciler başlatmışlardı (Binbaşıoğlu,1998;238).
Köy Enstitüleri, Cumhuriyet aydınlanmasının eğitim alanındaki en
özgün ve en çok ses getiren bir uygulamasıdır. Hazırlıkları 1935'te başlatılıp
1937'de denemesine girişilen enstitülerin, 1940'da yasal bir zemine oturtulduğu
görülmektedir. 17 Nisan 1940’da kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri
Kanunu'na göre, enstitülerin görevi sadece köy öğretmeni yetiştirmekle sınırlı
kalmayıp, öğretmenle birlikte sağlık görevlileri, teknisyenler gibi meslek
elemanları yetiştirmekti. Köy Enstitüleri, kuruluş amaçlarının çok üstünde bir
başarı göstermişlerdir. Köyün, kırsal alanlarda yaşayanların sorunlarını ortaya
koyan ilerici bir kuşağın yetişmesini sağlamışlardır. Bu çalışmamızda Köy
Enstitüleri’nin kuruluş amaçları ve etkinlikleri vurgulanacak, Enstitülerin
kapatılmasına yol açan olumsuz propaganda ve eleştiriler üzerinde
durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ekim 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 26 |