Mirasın geçmesiyle birlikte, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir miras ortaklığı meydana gelir. Miras ortaklığı, başka bir sona erme sebebi çıkmadığı takdirde, mirasın paylaşımına kadar devam eder. Mirasın paylaşımı, iradi veya yargısal olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. Ancak mirasın iradi paylaşımı, bütün mirasçıların oybirliğiyle hareket etmesi hâlinde başvurulabilen bir yoldur. Mirasçılar arasında oybirliğinin sağlanamadığı hâllerde, mirasın iradi paylaşımı mümkün olmaz. Bu durumda mirasçılardan her biri, diğer mirasçılara karşı dava açarak, mahkeme marifetiyle mirasın paylaşılmasını talep edebilir.
Miras ortaklığının paylaşma davası ile sona erdirilmesi yoluna gidildiğinde, paylaşma davasının terekenin tamamını kapsaması zorunlu mudur? Bir başka ifadeyle, terekedeki münferit mallar için paylaşma davası açılabilir mi? Eğer mümkün ise, böyle bir imkânın tanınması, Medenî Kanunun sistemi ile ne ölçüde bağdaşmaktadır? Bu çalışmada, mirasın paylaşımına ilişkin genel esaslar çerçevesinde, kısmi paylaşma davasına imkân tanıyan MK 642/2 hükmünün isabet derecesi incelenmiştir.
Miras ortaklığı iradi paylaşma paylaşma anlaşması paylaşma davası kısmi paylaşma
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 22 Sayı: 3 |