27 Mayıs 1960 günü demokratik seçimlerle gelmiş Demokrat Parti hükümeti ile TBMM tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı Adnan Menderes’e karşı askeri hareket başlatılmıştır. Başlatılan askeri harekat ile hem Demokrat Parti Hükümeti ve hem de Cumhurbaşkanı işbaşından uzaklaştırılmış, yönetim Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinden çıkan bir Cuntanın eline geçmiştir.
Bu cunta tarafından Marmara Denizinde bulunan bir adada kurulan olağanüstü mahkemede; başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başvekil Adnan Menderes olmak üzere, Demokrat Parti Hükümetinin bakanları, milletvekilleri ve onlarla birlikte hareket ettikleri kabul edilen çeşitli idari kademelerdeki bürokratlar yargılanmışlardır (14 Ekim 1960 -15 Eylül 1961). Adanın ismi Yassıada olduğu için burada yapılan yargılamalar da aynı isimle anılmaktadır.
Kural olarak hiç kimse işlediği zaman kanunda suç olarak tanımlanmamış bir fiilden dolayı cezalandırılamaz, fiilin işlenmesinden sonra daha ağır ceza içeren bir kanun değişikliğinde kişinin lehine olan kanun tatbik edilir. Ayrıca bir suç isnadıyla karşılaşan herkes adil yargılanma hakkına sahiptir.
Evrensel kabul gören ve insan hakları üzerine hazırlanmış bütün uluslararası sözleşmelerde yer bulan bu kurallar 27 Mayıs 1960 tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 1’inci ve 2’nci maddelerinde de yer almaktaydı. Buna rağmen Yassıada yargılamalarında kurulan özel yetkili mahkemelerde başta masumiyet karinesi ve suçta ve cezada kanunilik ilkesi olmak üzere evrensel hukuk ilkeleri ile kanunların amir hükmü sanıklar aleyhine ihlal edilmiştir. Daha da vahimi, bu ihlallerin sözde gerekçeleri, dönemin meşhur hukukçuları tarafından üretilmiştir.
Çalışmamızda Yassıada yargılamaları, ceza ve ceza muhakemesi hukuku kapsamında değerlendirilmiştir.
Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi Lex Praevia Adil Yargılanma Hakkı Masumiyet Karinesi Yassıada Yargılamaları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 28 Sayı: 1 |