Günümüz toplumlarının siyasal yapılarının anlaşılmasında “iletişim düzeni” ve “medya” ile “demokrasi” arasındaki ilişki önemli bir göstergedir. 1980’lerden itibaren sosyal bilim çalışmalarında temel analiz şablonu olarak yaygın biçimde kullanılmaya başlanılan küreselleşme olgusu, değişimlerin tetikleyicisi olarak yeni bir dünya düzeni oluşmasına neden olmuştur. Bu kapsamda radikal dönüşümlerin gerçekleştiği alanlardan biri olan, medya ve kitle iletişim araçları, bilgi toplumuna geçiş sürecini yaşayan siyasal ve sosyal yapıları şekillendirmede önemli bir etkiye sahip olmuştur. İletişim devrimi ile birlikte uydu ve internet teknolojisinin yarattığı ürünler yeni bir iletişim ortamı oluşturarak süratle günlük yaşama girmiştir. Küresel iktidarın uygulamaya koyduğu politikalar yoksulluk ve savaşın küreselleşmesini beraberinde getirmiş, insan hakları ihlalleri de küresel anlamda artış göstermiştir. Küreselleşme ve elektronik devrim ekseninde ortaya çıkan gelişmelerin ürettiği ekonomik, politik ve sosyolojik sebeplerin yeniden oluş(turul)makta olan yeni (!) toplum düzeninde insanlığı bekleyen ve halen maruz kaldığı, “dönüşüm” olarak nitelendirilen gelişmeler, eleştirel bir bilgi metodolojisinin kurulmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Makale bu perspektife katkı sunmak üzere tasarlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 21 |