Although it is considered that Gadamer has rectified some points in his journey of thought, it is acknowledged that there is a continuity in his general philosophical adventure. There is no statement by him that there is a rupture in his ontology and thought. Nevertheless, in the voluminous work written in the early period, he constructs his ontology of art on the basis of play, while in a later article he constructs his ontology on the basis of the Aristotelian concepts of energeia and the related concept of pure energeia. The goal of this article is to check out whether this change actually makes sense. If there is a essential difference between the ontology of the two works, and if this can be shown, it can be argued that there is a disconnection or inconsistency between the early and late period of Gadamer's philosophy.
In the investigation in this article, both works are read reciprocatively and it is concluded that there is a disharmony between the conceptual frameworks of the works, moreover, the concepts of play and energeia-pure energeia as used by Gadamer cannot be parts of the same ontology. The disagreement of the concept of play with energeia proceed from the fact that the concept of play necessarily implies a distinction between original-representation, essence-appearance. On the other side, the organism is considered to transcend these distinctions – even though in different ways in Gadamer and Hegel - and to have a much closer relationship with the concept of energeia. Therefore, another aim of the article is to show that there is no problem of harmony between the concepts of energeia and organism unlike the relationship between play and energeia, and that substantially nature and art can be thought together. This links Gadamer's use of energeia to the debate of the organism, which began with Kant in the modern period and is placed in a much more fundamental context in Hegel. As a result, in certain ways Gadamer became closer to Hegel in his last period than ever before, even though they still disagreed on some fundamental issues. In short, it is possible to say that a disconnect or contradiction can be seen in Gadamer's ontology, and that energeia is a concept that is much closer to the concept of organism rather than play.
Gadamer’in düşünce yolculuğunda bazı noktaları tashih yoluna gittiği düşünülse de genel felsefi serüveninde bir süreklilik olduğu kabul edilir. Kendisinin de bizzat düşüncesinde/ontolojisinde kırılma olduğuna yönelik bir ifadesi bulunmamaktadır. Bununla birlikte farklı tarihlerde yazılmış metinlerden erken dönemde kaleme alınmış olan hacimli eserinde sanat ontolojisini oyun, geç dönemde yayınlanan bir makalesinde ise Aristotelesçi kavramlar olan energeia ve bu kavramla ilişkili saf energeia kavramından hareketle kurmaktadır. Bu makalenin amacı bu değişikliğin gerçekten bir anlamının olup olmadığını soruşturmaktır. Şayet iki eserin ontolojisi arasında köklü bir fark varsa ve bu gösterilebilirse Gadamer felsefesinin erken dönemi ve geç dönemi arasında bir kopukluk ya da tutarsızlık olduğu söylenebilir.
Bu makaledeki soruşturmada her iki eser karşılıklı okunarak eserlerin kavramsal çerçevesi arasında uyumsuzluk olduğu, bunun da ötesinde Gadamer’in kullandığı haliyle oyun ve energeia-saf energeia kavramlarının aynı ontolojinin parçaları olamayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Oyun kavramının energeia’yla uygunsuzluğu oyun kavramının zorunlu olarak asıl-temsil, öz-görünüş arasında bir ayrıma gitmeyi zorunlu kılmasından kaynaklanmaktadır. Buna mukabil organizmanın bu ayrımları -Gadamer ve Hegel’de farklı şekillerde de olsa- aşarak energeia kavramıyla çok daha yakın bir ilişkiye sahip olabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla makalenin bir diğer gayesi de energeia ve organizma kavramları arasında oyun ve energeia’da olduğu gibi bir ahenk probleminin olmadığını, doğa ve sanatın büyük ölçüde birlikte düşünülebileceğini göstermektir. Bu husus Gadamer’in energeia kullanımını modern dönemde Kant’la birlikte başlayan ve Hegel’de çok daha asli bir çehreye bürünen organizma tartışmasına bağlar. Bunun bir sonucu olarak Gadamer bazı yönlerden son döneminde -bazı temel konularda hala anlaşamasalar da- Hegel’e hiç olmadığı kadar yakın hale gelir. Özetle, Gadamer’in ontolojisinde bir kopukluğun ya da tutarsızlığın görülebileceğini, energeia’nın oyun’dan ziyade organizma kavramına çok daha yakın duran bir kavram olduğunu söylemek mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sistematik Felsefe (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi açık erişimli bir dergidir
Açık Erişim Politikası için tıklayınız.