Osmanlı’da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar
uzansa da bu konudaki tartışmalar özellikle Tanzimat döneminde yoğunlaşmış, ilk
somut ve ciddi adımlar ise II. Meşrutiyet’ten sonra atılmıştır. 1910 yılında yayınlanan
Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ve 1914 tarihli Islâh-ı Medâris Nizamnamesiyle kurulan
Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi bu hususta en önemli girişimler olarak dikkati
çekmektedir. Bu dönemde meşihata bağlı olarak yeni kurulan bazı müstakil eğitim
kurumları ise İstanbul merkezli ıslah hareketlerinden özellikle müfredat alanında
etkilenmiştir. Bu medreselerden biri olan ve Kudüs’te kurulan Selâhaddîn-i Eyyûbî
Külliye-i İslâmiyyesi özellikle ayrılıkçı Arap akımlarına karşı Osmanlı Devleti’nin
eğitim alanında attığı önemli bir adım olmuştur. Külliye, şerî ilimlerin yanında modern
ilimleri de barındıran müfredatıyla önemli birtakım yenilikleri yansıtmaktadır.
Diğer taraftan Osmanlı ve İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinden talebe kabul etmesi
planlanan ve eğitim dili Arapça olan külliye Osmanlı son dönemi milliyetçilik,
Osmanlıcılık ve İslâmcılık gibi siyasî-ilmî tartışmaları açısından da önemlidir. Külliyenin
idari ve eğitim kadrolarının hem Osmanlı son döneminin hem de Osmanlı
sonrası dönemde kurulan yeni devletlerin dini, siyasi ve kültürel hayatında önemli
rol oynamış isimler olmaları da dikkat çekicidir. Külliyenin kuruluş ve işleyişi bir
talimatname ile düzenlenmiş, külliyedeki eğitim, öğretim, idare, talebe gibi konularla
ilgili bütün hususlar bu talimatnamede detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
Although the question of decline and reform of the Ottoman madrasas
goes back to the XVI. century, the debates regarding this matter started to intensify
especially during Tanzimat period, and the first solid steps were taken after the
second constitutional period. Medâris-i İlmiye Nizamnamesi published in 1910, and
Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi established by the publication of Islâh-ı Medâris
Nizamnamesi in 1914 stand out as the most important attempts to this end. Some
independent institutions of education established during this period were influenced
by reform movements centered in Istanbul especially with respect to curriculum. As
being one of these madrasas, Kulliya al-Salahiyya al-Islamiyya was founded in Quds
by the Ottomans as an important educational precaution against the separatist Arab
movements of the Empire. The curriculum of the Kulliya reflects some important innovations of the period by including religious disciplines along with modern disciplines.
In addition to this, the Kulliya was planned to accept students from different
regions of the Ottoman Empire and the Muslim world, and provided instruction in
Arabic. The Kulliya was also important from the point of the political and scholarly
debates of the time such as Ottomanism, Panislamisim and Nationalism. It is also
remarkable that the administrative and teaching staff of the Kulliya served in important
positions of religious, political and cultural life in the Ottoman Empire as well
as in the nation-states that were established after the Empire. The establishment and
functioning of the Kulliya were organized in a guideline which explains the codes of
education and management.
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi açık erişimli bir dergidir
Açık Erişim Politikası için tıklayınız.