Cumhuriyet dönemi akademik İslâm hukuku araştırmaları, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla
inkıtaya uğrayan taklid, telfik ve ijtihad sürecinin bir şekilde devamıdır. Yetmişlerde ortaya çıkmaya
başlayan akademik araştırmalar seksenlerde gelişme gösterip doksanlarda bir yoğunluk kazanmıştır.
Fürû fıkıh, Türk pozitif hukukuna paralel olarak kara Avrupası hukuk sistemi formatında
üretildi. Usûl-i fıkıh tartışmaları ictihad kavramı üzerinden yürütüldü. Bütün bu yaklaşımlarda,
genelde İslâmî araştırmalara özelde İslâm hukuku araştırmalarına damgasını vuran süreklilik
ile değişim arasındaki gerilim olmuştur. Aslında herkes değişimi kaçınılmaz görmektedir. Fakat
temel soru, kimliği koruyarak değişimin nasıl başarılabileceğidir. Gelenek, İslâmî kimliğin temel
bir unsuru olduğundan, hiçkimse radikal bir kopuştan yana değildir. Tabiatiyle geleneğe yaklaşım
tarzı ayrışmada belirleyici rol oynamaktadır. Bir yanda geleneğin sadece ruhuna sadık kalmayı
yeterli bulan modernist yaklaşımlar vardır. Tabii bu, gelenekten irtibatı koparmak kadar tehlikeli
algılanmıştır. Diğer yanda ise gerçek muhtevası açığa çıkarılıp bütün imkânları yeterince tüketilmeden
gelenek hakkında olumsuz karar verildiği iddiası var. Teori ile pratik arasındaki karmaşa
ve İslâm dünyasının içinde bulunduğu perişan durum mevcut yaklaşım ve iddia sahiplerini konumları
hakkında tereddüte sevketmektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Şubat 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Sayı: 31 |
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi açık erişimli bir dergidir
Açık Erişim Politikası için tıklayınız.