Yaşamımızda önemli bir rolü olan yabancı dil, durmadan gelişmekte olan teknolojinin sunduğu olanaklarla günden güne farklı metotlarla öğretilmektedir. Avrupa Birliği komisyonu artık ana dilin yanında iki yabancı dilin de olması gerektiğini savunmaktadır. Birlik genel ve mesleki eğitimlere bir standart getirme çabasıyla programlar geliştirmiştir. Bu programlarda eğitimin iyileştirilmesi hedeflenirken dil eğitimi göz ardı edilmemiştir. Dil eğitiminde kalitenin sağlanması için eğitimin, eğitenlerin ve ders materyallerinin ortak özelliklere sahip olmasına dikkat çekilmiştir. Bunun sonucu dillerde de bazı reformlar olmaya başlamıştır.
Avrupa dillerinden Almanca’da da tarih boyunca reformlar yapılmıştır. Ancak 1998 yılında yürürlüğe giren yeni yazım kuralları nedeniyle yayınevleri, eğitmenler, yazarlar, öğrenciler kısacası herkes çok zor durumda kalmıştır. Yayınevleri daha sonra bazı kurallara uymamaya başlamış, daha sonra da eski yazım kurallarına dönmüştür.
Bu şanssız reform, uygulanmaya başladığından bu yana geçen sürede, tutarlı olamaması nedeniyle Almanlar ve Almanca ’yı yabancı dil olarak öğrenen ve öğretenlerde büyük sıkıntılar yaratmıştır.
Yeni yazım reformlarının kabulünden on yıl sonraki durumu ortadadır. Tüm uğraşlar boşa gitmiştir. Yararı olmadığı gibi telafisi zor zararları olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Eski Sayılar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Ocak 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 |
Bu web sitesi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Öneri Dergisi
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Göztepe Kampüsü Enstitüler Binası Kat:5 34722 Kadıköy/İstanbul
e-ISSN: 2147-5377