20. Yüzyıl bilimsel ve
teknolojik gelişmelerin sonucunda toplum yaşamında yeni bir algılama düzeyinin
de doğal olarak başlangıcı oldu. Teknoloji sonucunda gelişen makine ve araçlar,
insanın fiziksel dünya da daha önce deneyimlemediği yüksek hızla tanışmasına,
dolayısı ile de farklı bir zaman algısıyla yüz yüze gelmesinde rol oynadı.
Artık geleneksel sanatın tavrı
olan, sanat nesnesi üretmesi yerini çağdaş sanatın, sanat olayları hakkında
enformasyon üretimi ile değişmiştir.
Sanal ortam veri akışını düzenleyen gözetim makinesi olarak sanatın
üretimi ve sergilenmesi arasındaki farkı silmiştir. Sanal ortam bir yanı ile
cenneti vaat ederken diğer yanıyla da cehennemi sunmaktadır. Sadece sanat
üretiminin değil, bireyin de nesnelleştiğini gözlemlemekteyiz. Sanal ortam
günümüz ütopyalarının hayata geçirildiği bir yer olmaktan ziyade, Modernitede
müzelerin ütopyalarının sonu olması benzer şekilde, günümüz ütopyalarının
mezarlığı haline gelmiştir. Sanal ortamın verdiği özgürlük bir tarafıyla
nesneye olan bağımlığı ortadan kaldırırken diğer tarafta hiçbir değere bağlı
kalmaksızın katlanılmaz kirlilikler yaratmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 8 |