The main purpose of financial statements is to provide users with accurate and useful information on
time. For this reason, the amounts in the tables are required to reflect the actual value of an asset or
liability as much as possible. Traditional accounting systems support the use of historical costs in the
financial statements. Historical costs have advantages such as objectivity and reliance on concrete
evidence. However, historical costs are insufficient to provide useful information as they often do not
reflect the true state of the items. In this context, fair value approach was predominantly adopted in
measuring assets and liabilities. Fair value can be defined as the market value of an asset or a liability.
Advocates of the fair value approach argue that, it is a method that can better meet the needs of users
of financial statements by increasing the utility of financial information, respond better to the requirements
of financial innovation, and reflect the financial position and performance of the enterprises
more accurately and transparently. Opponents of fair value, on the other hand, argue that it is a method
that creates artificial fluctuations in the financial system and contributes significantly to the financial
crisis, increases the volatility of financial performance of the firms and creates an environment open
for manipulation by managers. The purpose of this study is to provide a comprehensive overview of
the benefits and drawbacks of fair value application. In this context, the theoretical background of fair
value is examined and its advantages and disadvantages are discussed.
Finansal tabloların temel amacı, kullanıcılara doğru ve faydalı bilgiyi zamanında sağlamaktır. Bu nedenle
tablolarda yer alan tutarların mümkün olduğunca bir varlığın veya yükümlülüğün gerçek değerini
yansıtması istenmektedir. Geleneksel muhasebe sistemleri, tarihi maliyetlerin finansal tablolarda
kullanılmasını desteklemektedir. Tarihi maliyetlerin objektiflik ve kesin kanıtlara dayanmaları gibi
avantajları vardır. Ancak tarihi maliyetler, unsurların gerçek durumunu çoğu kez yansıtmadıkları için
faydalı bilgi sağlama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda, varlık ve yükümlülüklerin değerlemesinde
ağırlıklı olarak gerçeğe uygun değer yaklaşımı kabul edilmiştir. Gerçeğe uygun değer,
kısaca bir varlık veya borcun piyasa değeri olarak tanımlanabilmektedir.
Gerçeğe uygun değer yaklaşımını savunanlar, finansal bilginin faydasını artırarak finansal tablo kullanıcılarının
ihtiyaçlarını daha iyi karşılayan, finansal inovasyonun gereklerine daha iyi cevap veren ve
işletmenin finansal durumunu ve performansını daha doğru ve şeffaf bir şekilde yansıtan bir yöntem
olduğunu öne sürmektedirler. Öte yandan, gerçeğe uygun değeri eleştirenler ise finansal sistemde
yapay dalgalanmalar oluşturarak finansal krizlere önemli ölçüde katkıda bulunduğunu, şirketlerin finansal
performansında oynaklığı arttırdığını ve yöneticiler tarafından manipülasyona açık bir ortam
hazırladığını iddia etmektedir. Bu iki uç görüşün hiçbiri tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Bu çalışmanın amacı, gerçeğe uygun değer uygulamasının sağladığı faydalara ve oluşturduğu sorunlara
kapsamlı bir bakış sağlamaktır. Bu doğrultuda, gerçeğe uygun değerin teorik altyapısı incelenerek,
avantajları ve dezavantajları ele alınmaktadır.
Gerçeğe Uygun Değer Muhasebe Teorisi TFRS 13 Değerleme Fair Value Accounting Theory IFRS 13 Valuation.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 13 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 68 |