10 Ocak 2017’de Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girmiştir. 6769 sayılı
Sınai Mülkiyet Kanunu ile farklı KHK’larla düzenlenen sınai mülkiyet
hakları tek bir kanunda düzenlenmiştir. Bu kanun, Türk Patent ve Marka
Kurumunun görevleri ve idari teşkilatında önemli değişikler meydana
getirmiştir. Fikri mülkiyet sistemi, iktisadi ve teknolojik gelişmenin
sağlanması için oluşturulmuştur. Kamu gücü, ekonomik kamu yararının
sağlanması için ekonomiye müdahale etmektedir. Fikri mülkiyet sistemi
global bir rejime tabidir. Global fikri mülkiyet rejiminin ulusal idare
hukukunun özelliklerini taşıdığı söylenemez ancak özellikle idari usul
ilkelerinin yoğun olarak kullanıldığı global bir rejimin varlığı da inkar
edilemez.
TÜRKPATENT bir kamu tüzel kişisi olarak Bilim, Teknoloji ve Kalkınma
Bakanlığına bağlı bir kamu kurumudur. Ayrı bir tüzel kişilik olarak
kendi iradesi, personel rejimi ve bütçesi bulunmaktadır. Regülasyon,
devletin kamu hukuku araçlarıyla ekonomik kamu yararının sağlanması
için piyasaya müdahale etmesi olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede fikrî
mülkiyet sistemi, devletin piyasaya müdahalesinin bir aracı olarak kabul
edilmelidir. Burada öncelikle bunun iktisadi, teknolojik ve kültürel
gelişmenin dolayısıyla da ekonomik kamu yararının gerçekleştirilmesi
için yapılan bir müdahale olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Regülasyon faaliyetinin özellikleri; düzenleme ve bu düzenlemelere
dayalı birel işlemler yapmak, arabuluculuk gibi uyuşmazlık çözme
faaliyetinde bulunmak, yönlendirme ve danışmanlık yapmak ile görüş
bildirmek olarak ifade edilebilir. Kurum, sınai mülkiyet haklarının
düzenlemelere dayalı birel işlemler gerçekleştirmektedir. Kurum, teknoloji
transferi ve sınai mülkiyetin ticarileştirilmesi ile ilgili yönlendirme ve
belirli konularda arabuluculuk faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ayrıca
mahkemelere sınai mülkiyet hakları ile ilgili bilirkişilik yapmakta,
kamuya sınai mülkiyet hakları ile ilgili eğitim ve danışmanlık hizmetleri
vermektedir.
Kanun koyucu, Kurumun SMK kapsamında tek taraflı ve kamu
gücüne dayalı olarak gerçekleştirdiği işlemlerin (bir idari işlem olmasına
rağmen) yargısal denetimi görevini adli yargıya vermiştir. Fikri mülkiyet
hukukunun karma niteliğe sahip olması (özel hukukla olan bağlantısı) ve
yargısal denetim görevinin ihtisas mahkemelerine verilmiş olması dikkate
alındığında denetim görevinin adli yargıya verilmesinde kamu yararı
bulunduğu sonucuna ulaşılabilir. Sonuç olarak regülasyon faaliyetinin
özellikleri kurumun görev alanı ile örtüşmektedir. Kurum ilgili kanunda
bir BİO olarak belirtilmemiştir. Buna rağmen Kurumun gerçekleştirdiği
faaliyetin idare hukuku açısından hukuki niteliğinin regülasyon faaliyeti
olduğu kabul edilmelidir.
TÜRKPATENT İdarenin Regülasyon Faaliyeti Ekonomik Kamu Düzeni Ekonomik Kamu Yararı Global İdare Hukuku
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |