Almanya’da idari suç ve cezaların, idari ceza hukukunun kapsamına girdiği
anlayışı benimsenmekte ve bu hukuk dalının geniş anlamda ceza hukukunun
bir dalını oluşturduğu kabul edilmektedir. Hâlbuki idari suç ve cezalar, idare
hukukunun bir dalı olan cezai idare hukukunun kapsamı içerisine girmektedir.
Bu yanlış anlayıştan hareket edilerek, Almanya’da 1952 yılında idari suç
ve cezalar hakkında Düzene Aykırılıklar Hakkında Kanun çıkartılmıştır.
Kanun, idari suç ve cezanın doğasına ve niteliğine aykırı hükümler
taşımaktadır. Bu bağlamda idari suç ve cezalar halka yönelik idari suç
ve cezalar ile disiplin suç ve cezaları şeklinde iki büyük gruba ayrılırken,
Kanun idari suç ve cezalardan yalnızca halka yönelik idari suç ve cezaları
anlamıştır. Yine, idari cezayı yalnızca idari görevlilerin vermesi gerekirken,
Kanun, savcı ve yargıca idari ceza verme yetkisi tanımıştır. Bununla birlikte
Kanun, idari suç ve cezalarda katı veya sert kanunilik ilkesi aranacağını
belirterek isabetli bir hükme yer vermiştir. 5326 sayılı Kabahatler Kanununa
esin kaynağı olan Alman Düzene Aykırılıklar Kanununun olumsuz yönleri
alınmış, olumlu yönünü oluşturan kanunilik ilkesi benimsenmemiştir.
Hâlbuki suç ve cezada kanunilik ilkesi, kişi hak ve özgürlüklerini korumak ve
geliştirmek bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda kanunilik
ilkesinin idari suç ve cezalarda benimsenmesi, ceza hukuku açısından
suç ve cezalarda benimsenmesinden daha fazla önem taşımaktadır. Zira
yargının aksine idare ne bağımsız ne de tarafsızdır.
İdari Suç ve Ceza Suç ve Cezada Kanunilik İlkesi Maddi Kanunilik Öğretisi Kanunun Üstünlüğü Kanunun Gerekliliği Esaslılık Kuramı
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 9 |