Uygulamada muhdesatı konu alan davalara epey rastlanmaktadır.
Bu davalara ilişkin olarak yargı mekanizmasının tutumu, çözümlenmesi
ve açıklığa kavuşturulması gereken birçok soruna neden olmaktadır.
Bunlardan biri, muhdesata yüklenen anlam bakımındadır. Aslında
bütünleyici parçadan başka bir şey olmayan muhdesata ilişkin olarak
açılan davaların adlandırılmasında, eşya hukuku kurallarının dışına
çıkılması ve muhdesatın bu özelliğinin görmezden gelinmesi; hatta özel
kanunlarda muhdesat kavramının niteliğiyle bağdaşmayacak şekilde
birtakım düzenlemelerin getirilmesi, onun kavram olarak net bir şekilde
ortaya konulmasını gerekli kılmıştır.
Muhdesatı meydana getirenlerin taleplerinin neler olacağı ve bu
taleplerin hukuki dayanağı da açıklanması gereken bir konudur. Özellikle
uygulamada, Türk Medeni Kanunu’nun 722 ve devamı maddelerindeki
hükümler göz ardı edilerek, bu hükümlerin uygulama şartlarının oluşup
oluşmadığına bakılmadan, çoğu durumda Borçlar Kanunu’ndaki genel
hükümler çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak
kararlar verilmesi, bu gerekliliğin sebeplerinden biridir. Muhdesatın
Kadastro Kanunu hükümleri çerçevesinde tapu kütüğünün beyanlar
hanesine kaydettirilmesi imkânının hem kanuni düzenleme şekli hem de
bu imkânın uygulama tarafından ele alınış şekli söz konusu gerekliliğin
başka bir sebebini oluşturmaktadır.
Muhdesat Bütünleyici Parça Haksız İnşaat Tazminat Mülkiyet Kadastro Tapu Kütüğünün Beyanlar Hanesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 15 |