İncir ve zeytin çok eski çağlardan bu yana insan hayatında pek çok alanda daima yerini almış iki meyvedir. Kendilerinde bulunan pek çok fayda nedeniyle gerek gıda gerekse öz bakım ve sağlık açısından insan için vazgeçilemez hâle gelmişlerdir. Bu durum geçmişte nasılsa şimdi de aynıyla geçerliliğini muhafaza etmektedir. Anavatanı kabaca Akdeniz havzası olan bu meyveler yetiştikleri bölgelere de kültürel anlamda tesir etmişler, orada yaşayan halkın gelenek ve göreneklerini de şekillendirmişlerdir. Bu anlamda bir kültür inşa etme vasfı kazanmışlardır. Bununla birlikte insanların dini yaşantılarında da bu iki meyvenin tesirlerini görmek mümkündür. Nitekim semavi dinlere âit kutsal kitaplarda bu meyvelerin isimlerine sıklıkla rastlanırken insanlığın son kutsal kitabı olan Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm’de de zikredilmekte, bununla da kalmayıp her ikisi üzerine Allah Teâlâ tarafından yemin edilmekte, hatta Arapça’da incir anlamına gelen “tin” kelimesi müstakillen bir sûreye isim olarak verilmektedir. Tüm bunlar söz konusu bu iki meyvenin dini açıdan da bir öneme sahip olduklarına delalet etmektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu iki meyvenin dini/Kur’ânî planda da ele alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Tîn suresi hakkında yapılagelmiş birçok tefsir çalışmasının bulunması bir tarafa bilhassa bu iki meyve özelinde yapılmış müstakil bir araştırmanın eksikliği bizi bu konuyu daha derinlemesine ele alma isteğine sevk etmiştir. Bu araştırmada da geçmişten bugüne incir ve zeytin meyvelerinin insan hayatındaki yeri ve anlamının yanı sıra kendilerine Kur’ân’da yemin edilecek kadar önemli görülmelerinin nedenleri ortaya konmaya çalışılacaktır.
Fig and olive are two fruits that have always taken their place in human life since ancient times. Due to the their benefits, they have become indispensable for humans in terms of food, self-care and health. These fruits, whose homeland is roughly the Mediterranean basin, have influenced the regions where they grow culturally, and shaped the traditions and customs of the people living there. In this sense, they have gained a culture building qualification. However, it is possible to see the effects of these two fruits on people's religious lives. As a matter of fact, while the names of these fruits are frequently encountered in the holy books belonging to the heavenly religions, they are also mentioned in our Almighty book, not only that, but both of them are sworn by Allah, and even the word "Tin" is given as a name for a surah. All these show that these two fruits have a religious significance. When all these are taken into consideration, it becomes clear that these two fruits should also be considered in the Quranic plan. Aside from the fact that there are many tafsir studies on the Surah of Tîn, the lack of an independent research on these has prompted us to address this issue. In this research, it will be tried to reveal the place and meaning of fig and olive fruits in human life from past to present, as well as the reasons why they are considered important enough to be sworn in the Quran.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | İLAHİYAT |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir