Klasik
Türk edebiyatı yaklaşık altı yüzyıl boyunca farklı nazım şekilleri ve türlerle
varlığını sürdürmüştür. Klasik Türk edebiyatı ile sosyal hayatın iç içe
olduğunu örnekleyen önemli türlerden biri de tebriknâme/tehniyenâmelerdir.
Edebî bir terim olarak tebriknâme; sosyal
ve dini törenler, memduh için önemli olaylar vesilesiyle kaleme alınan; akraba,
dost, devlet büyükleri, dinî şahsiyetler ve saygın kişilere sunulan; kutlama ve
uğur dileme amacıyla yazılan manzum ve mensur eserlerdir. Divan
edebiyatında 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar sosyal hayatın farklı alanlarında
manzum ve mensur olarak birçok tebriknâme yazılmıştır. Farklı nazım şekilleri
ile yazılabilen tebriknâmeler daha çok kaside ve kıt’a nazım şekli ile
yazılmıştır. Tebriknâmeler; törenler ve çeşitli olaylar üzerine yazılan kutlama
metinleri olduğu için doğal olarak muhteva ile ilgili “methiye, kudûmiyye,
gazavat-nâme/fetih-nâme/zafer-nâme, şehir şiiri, tarih düşürme, fahriye,
bahariyye, sıhhat-nâme, cülûsiyye, sûr-nâme, ‘îydiyye, ‘arz-ı hâl, manzum
mektup, nazire” gibi tür ve
tarzlarla ilişkilidir.
Bu
çalışma Rufâ’î’nin kaside nazım şekli ile yazdığı ve Şeyhü’l-Vüzera Hüsrev
Paşa’ya sunduğu tebriknâme üzerinedir. Rufâ’î, Nef’î’nin tebriknâmesine nazire
olarak yazdığı kasidesinde Hüsrev Paşa’nın Kurban Bayramı’nı tebrik eder.
Kaside tebrik, methiye, fahriye ve dua olmak üzere dört bölümden
oluşmaktadır. Çalışmamızda öncelikle tebriknâme türü hakkında genel bilgiler
verilecek, ardından Rufâ’î’nin tebriknâmesi şekil, muhteva ve üslûp özellikleri
bakımından incelenecektir. Yazının sonunda kasidenin daha önce yayımlanmamış
transkripsiyonlu metni ve tıpkıbasımı da verilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | FİLOLOJİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 9 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir