Türklerde devlet ve millet kavramı çok eski dönemlerden itibaren doğmuş ve gelişmiştir. Çok eski ve köklü bir medeniyete sahip olan Eski Türkler, devleti ve yönetimi ilahi temellere dayandırarak uzun seneler uygulanacak olan bir yönetim modeli oluşturmuşlardır. Devletin kutsal bir varlık olarak tanımlandığı bu anlayış da; “Dünya’ya hakim olma” ve “Tanrı’nın yeryüzünde kurduğu bu düzende devletin devamlılığını sağlama” gibi hususlar önemli izdüşüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ideaların gerçekleşmesinde ilahi kaynakların rolü oldukça büyüktür ve bu ilahi kaynaklardan alınan güç ile “Türkler tarihin hiçbir devrinde devletsiz kalmamışlardır.” denilse yanlış olmayacaktır.
Bu çalışmada Türklerin devlet kurma içgüdüsü ve devleti kurarken egemenliğin kaynağı ve egemenliğin kaynağını nasıl kullandıkları konu edinilmiştir. Aynı zamanda devletin yönetiminde ilahi kaynakların nasıl kullanıldığı, Tük hükümdarına idare etme hakkının Tanrı tarafından nasıl verildiği konularına da açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada ayrıca arkeolojik kaynaklar, yazılı belgeler, efsaneler ve destanlar gibi sözlü kaynaklar da göz önüne alınarak, devletin neden vazgeçilmez bir kurum olduğu ve egemenliğin kaynağının ilahi temellere dayandırılmasının ve bu kutsiyetin merkezi yönetimin sorumluluklarını daha işler bir hale getirip getirmediği sorusuna da cevap aranmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL, BEŞERİ VE İDARİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 10 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir