1980’li yıllarda yazın hayatına başlayan Hasan Ali Toptaş, modernist ve postmodern etkilerin Türk anlatılarında yeni yeni başladığı yıllarda eserlerini kaleme alır. Yazar şiire yaklaşan dili, kurgudaki farklılığı, zaman, mekân ve kişiler düzeyinde klasik anlayışın dışında geliştirdiği anlatım biçimleri, bireyin varoluş sorunsalını izleksel kurguya taşıyan bakış açısıyla Türk roman ve öykücülüğünde kendisine özgün bir yer bulur. 8 Roman, 1 çocuk romanı, 3 hikaye, 1 deneme, 1 şiirsel metin ve söyleşilerini topladığı kitabı olmak üzere 15 kitap ile Türk edebiyatında yer edinen Toptaş yazıyı, yazmayı ve harfleri kendisine sığınma alanı olarak tercih eder. İnsanın sınırlarına, sınırsızlıklarına odaklanan sanatkâr hayatı siyah ve beyaz tonlarıyla değil gri olarak gördüğünü ifade eden poetik duruşuyla hayatın bütün tatlarını, acılarını, saklı yanlarını, gizemli taraflarını kurgusal düzleme taşıyarak varoluşsal problemlerin sorgulamasını gerçekleştirir.
Bir eseri kendinden önce yazılmış metinlerle ilişki içerisine sokan ve üstkurmaca tekniğinin bir alt grubunda yer alan metinlerarasılık Postmodern eserlerde yazarların önem verdiği bir kurgu tekniğidir. Özgünlük kaygısından arınmış bir şekilde eserlerini kurgulayan Postmodern yazarlar yeryüzünde söylenmemiş hiçbir sözün kalmadığı düşüncesinden hareketle yeni anlam alanları üretmek, aynı metinle farklı bakış açıları yakalayabilmek, yeni bir bağlamla yeni düşünce zeminleri oluşturabilmek için evvelce yazılmış söylemlere, metinlere başvurmak için bu tekniğe başvururlar. Yazın süreci ve okuma süreçleri dikkate alındığında birçok eserden ve kaynaktan beslenen Hasan Ali Toptaş metinlerarasılığa eserlerinde fazlaca yer veren bir yazardır. Modern Türk şiiri, halk hikayeleri, Karacaoğlan, Dede Korkut, efsaneler, masallar ve mitolojik anlatılar yazarın beslendiği ve metinlerinde başvurduğu kaynaklar olarak sayılabilir. Kendisini içinde doğduğu kültürün, geleneğin bir parçası olarak gören ve bu birikimden soyutlanmadan eserlerini kaleme alan yazar, bu hazinenin dil olanaklarından, söylem biçimlerinden istifade ettiğini söyleyerek yazınsal alt yapısına işaret eder. Yazar bunun yanı sıra dünya edebiyatının önemli kalemlerinden ve metinlerinden de beslenerek evrenseli yakalamaya gayret eder.
Bu çalışmada Hasan Ali Toptaş’ın roman ve öyküleri metinlerarasılık bağlamında incelenecektir. Epigraf, alıntı, gönderge, iç metinsellik, kolaj, montaj, parodi, pastiş gibi metinlerarası yöntemin alt başlıkları çerçevesinde yapılacak tahlillerle Hasan Ali Toptaş anlatılarını zenginleştiren ve anlam alanlarını çoğaltan kurgusal yapı ortaya çıkarılacaktır.
Hasan Ali Toptaş metinlerarasılık epigraf kolaj-montaj pastiş alıntı.
Hasan Ali Toptaş, who began his writing career in the 1980s, started publishing his works during the years when modernist and postmodern influences were gradually emerging in Turkish narratives. The author found his distinctive place in Turkish novels and short stories with his language resembling poetry, innovative narrative structures, unconventional approaches to time, space, and characters, and a perspective that shifts the existential issue to an allegorical narrative. With a total of 8 novels, 1 children's novel, 3 stories, 1 essay, 1 poetic text, and a book containing interviews, totaling 15 books, Toptaş has secured his position in Turkish literature. He chooses writing, the act of writing, and letters as his refuge. As an artist who focuses on the limits and boundlessness of humanity, he sees life in shades of gray rather than black and white, using his poetic stance to transfer all flavors, pains, hidden aspects, and mysterious sides of life to the fictional plane, thereby questioning existential problems.
Interconnectedness of texts, a technique within the subcategory of metafiction, is an important narrative technique in postmodern works. Postmodern writers, freed from the concern of originality, employ this technique to create new layers of meaning, to discover different perspectives within the same text, and to establish new thought frameworks with new contexts by referring to previously written discourses and texts. Considering the processes of writing and reading, Hasan Ali Toptaş, who draws inspiration from various works and sources, is an author who frequently incorporates intertextuality into his works. Modern Turkish poetry, folk tales, Karacaoğlan, Dede Korkut, legends, fairy tales, and mythological narratives can be considered as sources from which the author draws and refers to in his texts. Seeing himself as an integral part of the culture and tradition he was born into, Toptaş creates his works without isolating himself from this heritage, indicating that he utilizes the linguistic possibilities and discourse forms of this treasure. Additionally, he endeavors to capture the universal by drawing from significant writers and texts of world literature.
This study will examine Hasan Ali Toptaş's novels and short stories in the context of intertextuality. Through the analysis of methods such as epigraphs, quotations, references, embedded narratives, collage, montage, parody, and pastiche, the study will reveal the narrative structures that amplify the meaning in Hasan Ali Toptaş's narratives.
Hasan Ali Toptaş intertextuality epigraph collage-montage pastiche quotation.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | FİLOLOJİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 16 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir