Aim: Carbohydrate antigen-125 (CA-125) is a well-known marker for mesenchymal cell activation. It is being investigated as a predictive marker for cardiac pathologies due to pericardial or pleural mesenchymal cell activation. In this study, the relationship between left ventricular diastolic diameter (LVDd) and ejection fraction (EF) and serum CA-125 levels was investigated.
Method: Thirty-eight patients who underwent coronary artery bypass graft operation were included in the study. LVDd and EF values were calculated. Routine blood parameters and serum CA-125 levels were obtained from blood samples. Patients were divided into groups according to LVDd (LVDd <50mm vs. ≥50mm) and EF (EF <50% vs. EF≥50%).
Results: Among the low (<50%) and high (≥50%) EF groups, serum neutrophil, mean platelet volume (MPV), lactate dehydrogenase (LDH), aspartate aminotransferase (AST), troponin-I, triglyceride, and very low density lipoprotein (VLDL) levels were statistically different (p<0.05). However, no statistical difference was observed between the low (<50mm) and high (≥50mm) LVDd groups in other blood parameters except for serum CA-125 levels (p>0.05). Higher serum CA-125 levels were obtained in patients with a high left ventricular diastolic diameter (≥50mm) (p<0.05). In addition, CA-125 was found to be an important predictor of left ventricular diastolic diameter with an optimal cut-off value of 0.644 kU/L (60% sensitivity and 78.3% specificity).
Conclusion: According to our results, increased serum CA-125 level is an independent predictor of higher LVDd and may be a good indicator of left ventricular functions.
Amaç: Karbonhidrat antijeni-125 (CA-125), mezenkimal hücre aktivasyonu için iyi bilinen bir belirteçtir. Perikardiyal veya plevral mezenkimal hücre aktivasyonuna bağlı kardiyak patolojiler için öngörücü bir belirteç olarak araştırılmaktadır. Bu çalışmada sol ventrikül diyastolik çapı (LVDd) ve ejeksiyon fraksiyonu (EF) ile serum CA-125 seviyeleri arasındaki ilişki araştırıldı.
Yöntem: Koroner arter baypas greft operasyonu uygulanan 38 hasta çalışmaya dahil edildi. LVDd ve EF değerleri hesaplandı. Kan örneklerinden rutin kan parametreleri ve serum CA-125 seviyeleri elde edildi. Hastalar LVDd (LVDd <50mm vs. ≥50mm) ve EF'ye (EF <%50 vs. EF≥%50) göre gruplara ayrıldı.
Bulgular: Düşük (<%50) ve yüksek (≥ %50) EF grupları arasında serum nötrofil, ortalama trombosit hacmi (MPV), laktat dehidrogenaz (LDH), aspartat aminotransferaz (AST), troponin-I, trigliserit ve çok düşük yoğunluklu lipoprotein (VLDL) düzeyleri istatistiksel olarak farklıydı (p<0.05). Ancak düşük (<50mm) ve yüksek (≥50mm) LVDd grupları arasında serum CA-125 düzeyleri dışında diğer kan parametrelerinde istatistiksel fark gözlenmedi (p>0.05). Sol ventrikül diyastolik çapı yüksek (≥50mm) olan hastalarda serumda daha yüksek CA-125 seviyeleri elde edildi (p<0.05). Ayrıca, CA-125, 0,644 kU/L'lik optimal cut-off değeri (%60 duyarlılık ve %78,3 özgüllük) ile sol ventrikül diyastolik çapının belirlenmesinde önemli bir öngörücü belirteç olarak bulundu.
Sonuç: Sonuçlarımıza göre artmış serum CA-125 düzeyinin daha yüksek LVDd için bağımsız bir öngörücü olduğu ve sol ventrikül fonksiyonlarının iyi bir göstergesi olabileceği görülmektedir.
CA-125 sol ventrikül diyastol sonu çapı ejeksiyon fraksiyonu.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Cerrahi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 21 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu Dergi Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.