Bu çalışma, Türkiye’de dedikodu eyleminin sözel şiddet biçimi olarak nasıl algılandığını ve toplumsal meşruiyetini incelemektedir. İstanbul’un altı farklı sosyo-ekonomik düzeydeki ilçesinden seçilen 54 katılımcıyla derinlemesine yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler içerik ve tematik analiz yöntemleriyle değerlendirilmiştir. Bulgular, dedikodunun toplumsal ilişkilerde paradoksal bir konuma sahip olduğunu ortaya koymuştur: Katılımcılar dedikoduyu bir yandan saldırganlık ve sözel şiddet biçimi olarak tanımlarken, diğer yandan gündelik iletişimin doğal ve sosyal bağ kurucu bir parçası olarak görmektedir. Dedikodu, katılımcılar tarafından içeriğine, bağlamına ve amacına göre farklı şekillerde değerlendirilmiş; özellikle mahrem bilgilerin ifşası ve itibar zedeleme amacı güden söylemler şiddet olarak tanımlanmıştır. Çalışma, dedikodunun yalnızca kadınlara atfedilen bir davranış olmadığını, erkeklerin de bu pratikte yer aldığını, ancak farklı biçim ve gerekçelerle bu eylemi sürdürdüklerini göstermektedir. Çalışmada dedikodu ve şiddet ilişkisini kavramsallaştırmak amacıyla sözel şiddet olgusuna ilişkin ön bir aşamaya da yer verilmiştir. Sözel şiddetin kişinin onuruna, itibarına ya da psikolojik bütünlüğüne zarar verme amacı taşıyan sistematik ve olumsuz yapısı dedikodu pratikleriyle kıyaslanmış ve bu yapıyla örtüştüğü öngörülmüştür. Gluckman’ın işlevselci yaklaşımı ile Paine’in bireysel motivasyon temelli bakışı saha verileriyle birlikte ele alınmış; dedikodunun hem bireysel hem de toplumsal düzlemde çok boyutlu ve normatif açıdan esnek bir olgu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda dedikodu, Türkiye’de gündelik yaşam pratiklerinde hem bir şiddet aracı hem de sosyal düzenleyici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dedikodu sözel şiddet kültürel meşruiyet dedikodu kültürü iletişim pratikleri sözel saldırganlık normatif kontrol
Bu çalışma, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalında yürütülen ve henüz savunulmamış olan 'Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet ve Şiddet Algısı: İstanbul Örneği' başlıklı doktora tezinden üretilmiştir. Dedikodu Kültürü ve Sosyal Dinamikler: İstanbul Örneği başlıklı çalışmamda etik kurallara uygun hareket edilmiş olup, araştırma sürecinde katılımcıların onamları alınmıştır. Çalışma, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Etik Kurulunun onayı ile yürütülmüştür.
Bu çalışmada herhangi bir kurum ya da kuruluş tarafından maddi veya manevi destek sağlanmamıştır.
Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen ve katkı sağlayan tüm katılımcılara teşekkür ederim. Ayrıca, yayın desteği ve hakemlik sürecindeki katkıları için İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi - Medeniyet Kültürel Araştırmalar Belleteni’ne teşekkür ederim.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İletişim Sosyolojisi, Yaşam Seyrinin Sosyolojisi, Sosyoloji (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 3 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 5 Sayı: 8 |