Dünya’da balık tüketiminin insan
sağlığı üzerine olumlu etkileri her geçen gün daha fazla anlaşılmaktadır.
Balıketi içerdiği eikosapentaeonikasit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA)
gibi omega-3 yağ asitlerinin varlığı nedeniyle aritmi, plazma trigliserid
düzeylerinin düşürülmesi, trombozun önlenmesi ve kalp hastalıkları riskini
azaltmada kilit rol oynamaktadır. Fakat balıklar bulundukları ortamın
özelliklerinden dolayı aynı zamanda kirleticilerin insanlara kadar ulaşmasında
da büyük rol oynamaktadırlar. Bu kirleticilerin basında pestisitler
gelmektedir. Gıdalarda ki pestisit kalıntılarının, ölüm ile sonuçlanan direk
toksik etkilerinin yanı sıra, insanlarda yarattığı sağlık sorunlarının başında
kanser hastalığı gelmektedir. Kanser hastalığı tüm dünyada kamu sağlığını
tehdit eden en büyük sorunlardan biri olup, bizim gibi gelişmekte olan
ülkelerde ölüm nedenlerinin ikinci sırasında yer almaktadır. Bu sebeplerden
özellikle gıda maddelerinin toksik madde kalıntılarının rutin olarak gözlenmesi
ve bilimsel bir bakış açısı ile tespit edilerek kanserojenik potansiyellerinin
belirlenmesi hem insani ve toplumsal açıdan, hem de ülkelerinin ekonomik
kayıplarının önlenmesi açısından giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle
çalışmada Doğu Akdeniz bölgesinde
bulunan altı istasyondan (Taşucu, Erdemli, Mersin merkez, Karaduvar,
İskenderun, Hatay) 2018 yılı Mart – Mayıs ayları arasında avcılık ile temin
edilen Mullus barbatus, Solea solea, Diplodus sargus, Scomber
japonicus, Sarda sarda, Pagrus pagrus, Saurida undosquamis, Trachurus
mediterraneus, Boops boops, Mugil cephalus, ve Sardina
pilchardus türlerinin kas dokularında 223 çeşit pestisit kalıntısının
tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda içerisinde
Asetoklor, Karbosülfan, Klorprifos, DDT ve matabolitleri, Dieldrin, Endosülfan,
Atrazin, HCH, Heptaklor, Disülfoton gibi yaygın kullanılan pestisitlere ek
olarak tüm pestisitlerin deteksiyon limitinin (>0.01 ppm) altında bulunduğu
ve tüketimlerinin insan sağlığı açısından risk taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Mersin Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
2018-3-AP4-3087
Dünya’da balık tüketiminin insan sağlığı üzerine olumlu etkileri her geçen gün daha fazla anlaşılmaktadır. Balıketi içerdiği eikosapentaeonikasit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA) gibi omega-3 yağ asitlerinin varlığı nedeniyle aritmi, plazma trigliserid düzeylerinin düşürülmesi, trombozun önlenmesi ve kalp hastalıkları riskini azaltmada kilit rol oynamaktadır. Fakat balıklar bulundukları ortamın özelliklerinden dolayı aynı zamanda kirleticilerin insanlara kadar ulaşmasında da büyük rol oynamaktadırlar. Bu kirleticilerin basında pestisitler gelmektedir. Gıdalarda ki pestisit kalıntılarının, ölüm ile sonuçlanan direk toksik etkilerinin yanı sıra, insanlarda yarattığı sağlık sorunlarının başında kanser hastalığı gelmektedir. Kanser hastalığı tüm dünyada kamu sağlığını tehdit eden en büyük sorunlardan biri olup, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ölüm nedenlerinin ikinci sırasında yer almaktadır. Bu sebeplerden özellikle gıda maddelerinin toksik madde kalıntılarının rutin olarak gözlenmesi ve bilimsel bir bakış açısı ile tespit edilerek kanserojenik potansiyellerinin belirlenmesi hem insani ve toplumsal açıdan, hem de ülkelerinin ekonomik kayıplarının önlenmesi açısından giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle çalışmada Doğu Akdeniz bölgesinde bulunan altı istasyondan (Taşucu, Erdemli, Mersin merkez, Karaduvar, İskenderun, Hatay) 2018 yılı Mart – Mayıs ayları arasında avcılık ile temin edilen Mullus barbatus, Solea solea, Diplodus sargus, Scomber japonicus, Sarda sarda, Pagrus pagrus, Saurida undosquamis, Trachurus mediterraneus, Boops boops, Mugil cephalus, ve Sardina pilchardus türlerinin kas dokularında 223 çeşit pestisit kalıntısının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda içerisinde Asetoklor, Karbosülfan, Klorprifos, DDT ve matabolitleri, Dieldrin, Endosülfan, Atrazin, HCH, Heptaklor, Disülfoton gibi yaygın kullanılan pestisitlere ek olarak tüm pestisitlerin deteksiyon limitinin (>0.01 ppm) altında bulunduğu ve tüketimlerinin insan sağlığı açısından risk taşımadığı sonucuna varılmıştır.
2018-3-AP4-3087
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Articles |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 2018-3-AP4-3087 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |