İnsanlık tarihinde haberin teyidine duyulan ihtiyaçtan dolayı “kim” ve “ne demiş” soruları haberlere yöneltilerek doğrulukları inceleme konusu olmuştur. Hadislerinin ilahi bir yönü olduğu kabulünden hareketle, Hz. Peygamberin haberleri de günümüze kadar incelenmiştir. Ne var ki muhtelif zamanlarda onun adına haber uydurma girişimlerinde bulunulmuştur. Hadis alimleri de bu faaliyetlerin önüne geçmek için isnad, ricâl ve cerh tadil gibi uygulamalar geliştirerek yalan haber uyduranları tespit etmiş, uydurdukları haberleri de bir araya getirerek deşifre etmişlerdir. Modern dönemde ise teknolojik gelişmelerle birlikte yalan haber üretimi hız kazanmıştır. İnsan faktörünü devre dışı bırakacak bot, cyborg gibi bilgisayar destekli uygulamalardan faydalanan yalan haber üreticileri ortaya çıkmış, siyaset başta olmak üzere ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda dezenformasyonlar kendini göstermiştir. Bununla birlikte küreselden yerele doğru uzanan bir dizi önleyici tedbir alma düşüncesi, sivil inisiyatifler tarafından doğrulama platformlarının kurulmasını sağlamıştır. Bu makalede klasik dönem hadis usûlünün kullandığı yöntemler ile modern dönem doğrulama platformlarının ilkeleri arasında bir ilişki kurulmuş ve her iki yöntemin ortak noktaları, ayrıldıkları yerler ile çalışma prensipleri incelenmiştir. Ayrıca klasik ve modern dönemde kim demiş ve ne demiş gibi sorular etrafında şekillenen metodolojiler, örneklerle izah edilmiştir.
Due to the need for confirmation of the news in the history of humanity, the questions of “who said” and “what said” have been directed to news and accuracy has been the subject of investigation. As hadiths have a divine aspect, news about the Prophet has been analyzed. Accordingly, attempts were made to fabricate fake news about him. Muhaddithun, by developing practices such as isnad, ilm al-ri jal and jarh-ta’dil to prevent these activities, uncovered those who invent false news and gathered fake reports. In modern era, with the technological developments, fake news has gained speed. Fake news producers, with the advantage of computer-aided applications such as bots and cyborgs have emerged, and disinformation has emerged in economic, social, psychological and especially political area. Nevertheless, the thought of taking a series of preventive measures has led to the establishment of verification/confirmation platforms by civil initiatives. In this article, a relationship is established be tween the methods of the classical hadith methodology and the principles of contemporary verifica tion platforms, and the common points, differences and working principles of both are examined. Ad ditionally, the methodologies of the classical period and the modern period shaped around questions such as “who said” and “what said” are explained with examples.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
MEDYA VE DİN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (MEDİAD) - JOURNAL OF MEDIA AND RELIGION STUDIES
This journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.