Günümüz toplumunda dijitalleşme, toplumsal yapıları ve iletişim biçimlerini dönüştüren önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Küreselleşen dünyada sosyal medya, katılımcı demokrasi ve geleneksel medyaya alternatif olabilecek bir sosyo-politik zemin sunmaktadır. Yakın zamanda İsrail’in Gazze’ye saldırı düzenlemesi ve bölgedeki büyük soykırım, internette ve sosyal medyada büyük yankı uyandırmıştır. Çalışmanın amacı İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında sosyal medya platformlarının uyguladığı sansür mekanizmalarını incelemektir. Araştırmanın temel sorusu sosyal medya sansür mekanizmalarının, ifade özgürlüğü ve dijital aktivizmi nasıl etkilediğidir. Araştırma sonucunda savaşın ilk günlerinden itibaren özellikle Facebook ve İnstagram’da yapılan paylaşımların yanlı olarak kaldırıldığı, sıklıkla bu tür paylaşım yapan kişilerin hesabının yavaşlatılarak paylaşımlarının görülme oranlarının algoritmik olarak engellendiği gözlemlenmiştir. Bu süreç sonucunda kullanıcılar Gazze ile bütünleşen sembollerden karpuz ve zeytin gibi görsellerle bu durumu aşmaya çalışmışladır. Alternatif yeni medyanın özgürlükçü bir alan oluşturduğu düşüncesi ile çelişerek büyük hayal kırıklığı oluşturmuş, kullanıcıların güvenini zedelemiştir. Araştırmanın önemi, sosyal medyada sansürün ifade özgürlüğü ve dijital aktivizm üzerindeki etkilerini ortaya koymasında yatmaktadır. Çalışma, literatür taraması yöntemini kullanarak ve konuyla ilgili görselleri tartışarak Gazze'deki sosyal medya sansürünü inceleyecektir. Sonuç olarak, sembolik yıkım olarak adlandırdığımız algoritmik olarak sansürlenen sosyal medya kullanıcılarının bu durumu sembollerle aşma çabalarından örnekler sunacağız.
Digitalization stands out as an important factor transforming social structures and forms of communication in today's society. Social media offers a socio-political ground for participatory democracy and an alternative to traditional media in a globalizing world. Recently, Israel's attack on Gaza and the massive genocide in the region have caused a great resonance on the internet and social media. The aim of this study is to examine the censorship mechanisms applied by social media platforms during Israel's attacks on Gaza. The main question of the research is how social media censorship mechanisms affect freedom of expression and digital activism. As a result of the research, it has been observed that since the first days of the war, especially on Facebook and Instagram, posts were removed biasedly, and the accounts of people who frequently posted such posts were slowed down, and their posts were algorithmically blocked from being seen. As a result of this process, users have tried to overcome this situation with visuals such as watermelons and olives, symbols associated with Gaza. Contradicting the idea that alternative new media creates a libertarian space, it created great disappointment and damaged the trust of users. The importance of the research lies in its demonstration of the effects of censorship on freedom of expression and digital activism in social media. The study will examine social media censorship in Gaza in detail through using a literature review methodology and discussing relevant figures. As a result, we will present examples of the efforts of social media users who are algorithmically censored, which we call symbolic subversion, to overcome this situation with symbols.
Social Media Symbolic Defeat Culture of Surveillance Censorship Meta
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |
MEDYA VE DİN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (MEDİAD) - JOURNAL OF MEDIA AND RELIGION STUDIES
This journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.