Türk akıl sağlığı uzmanları, son yirmi yılda uzun vadeli iki büyük zorunlu yerinden edilme olayının yönetimi konusunda pratik ve metodolojik zorluklarla karşılaştılar. Bu olaylardan birincisi dâhiliydi ve kendi ülkesinde yerinden edilenlerle internally displaced persons [IDPs] yani Türkiye’deki Kürt nüfusla ilişkiliydi. İkincisi ise hariciydi ve 2011 yılından bu yana Suriye’den gelen mülteci hareketiyle ilişkiliydi. Zorunlu yerinden edilmenin sadece politik, hukuki ve sosyoekonomik sonuçları olmadığını, bunun yanında beden sağlığı ve psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkileri de bulunduğu dikkate alındığında zorunlu göçe maruz kalanların akıl sağlıkları üzerine araştırma yapmanın ne kadar hayati bir konu olduğu ve teşvik edilmesi gerektiği görülür. Bununla birlikte yerinden edilmiş kitlenin akıl sağlığı durumunu değerlendirmek, tartışmasız bir iş değildir. Sözü edilen her iki yerinden edilme olayının yönetiminin, araştırmacılara ve doğrudan müdahale alanında çalışan uzmanlara yönelik zorlukları ve karmaşık boyutları bulunmaktadır. Bu makalede, Türk akıl sağlığı uzmanlarının hem Türkiye’de yerinden edilmiş Kürt nüfusla hem de Suriyeli mültecilerle çalışırken karşılaştıkları metodolojik zorluklar ve güçlükler tartışılmıştır.
Turkish mental health professionals have faced practical and methodological challenges regarding two major long-term forced displacement management issues over the past two decades. The first one of these issues is internal and relates to internally displaced persons IDPs , which, in this case, refers to the Kurdish population in Turkey. The second is external and refers to the incoming movement of refugees from Syria since 2011. Considering how forced displacement carries not only political, legal, and socio-economic ramifications, but also negative physical and psychological health effects, research on the mental health of forced migrants is a vital issue that needs to be addressed. Yet, assessing the mental health condition of displaced populations is not an unequivocal task. Both of the aforementioned displacement management issues have their own complexities that present difficulties to researchers and to those working on direct intervention. In this paper, we discuss these complexities and the methodological challenges that Turkish mental health professionals have faced regarding both the Kurdish IDPs in Turkey and the incoming Syrian refugees.
Mental health • Forced displacement • Syrians • Turkey • Methodology
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 2 |