Bu çalışma, veganizm olgusunu tarihsel kökenleri, etik ve çevresel temelleri ile dijital medya bağlamında çok boyutlu bir yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Veganlık, hayvan sömürüsüne karşı etik bir duruş olarak ortaya çıkmış; zamanla sağlık, çevresel sürdürülebilirlik ve tüketim karşıtlığı gibi farklı boyutlarla toplumsal bir harekete dönüşmüştür. Araştırmanın kuramsal çerçevesi, Jürgen Habermas’ın kamusal alan kuramı ile Henry Jenkins’in katılımcı kültür kuramı ekseninde yapılandırılmıştır. Bu bağlamda, sosyal medya platformlarında veganizmin görünürlüğü ile bu görünürlüğün demokratik söylem üretimiyle ilişkisi tartışılmış; algoritmik yönlendirmelerle biçimlenen dijital kamusal alanlarda eleştirel müzakerenin sürdürülebilirliği sorgulanmıştır. Ayrıca Jenkins’in katılımcı kültür yaklaşımı aracılığıyla bireylerin dijital içerik üretim süreçlerindeki aktif rolleri ve bu içeriklerin ideolojik boyutları analiz edilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi ve söylem analizi kullanılmıştır. Söylem analizi, sosyal medya içerikleri aracılığıyla inşa edilen ideolojik yapıları ve bu yapıların bireylerin düşünsel yönelimleri üzerindeki etkilerini açığa çıkarmayı hedeflemiştir. Bu bağlamda araştırma, yeni medya ortamlarında veganizmin temsili, bir tüketim karşıtı ideoloji olarak biçimlenmesi ve bireylerin zihinsel yapılarında nasıl yer edindiği konularına odaklanmaktadır.
Veganizm Kamusal Alan Katılımcı Kültür Sosyal Medya Yeni Medya
This study aims to examine the phenomenon of veganism through a multidimensional perspective encompassing its historical roots, ethical and environmental foundations, and its articulation within digital media environments. Emerging as an ethical stance against animal exploitation, veganism has progressively evolved into a broader social movement incorporating concerns related to health, ecological sustainability, and anti-consumerism. The theoretical framework integrates Jürgen Habermas's theory of the public sphere with Henry Jenkins's concept of participatory culture. In this context, the visibility of veganism on social media platforms and its relationship to the production of democratic discourse are critically assessed. The study questions the sustainability of critical deliberative spaces in digital public spheres shaped by algorithmic structures. Furthermore, Jenkins’s approach is employed to analyze how individuals actively engage in content production and how these digital practices carry ideological dimensions. A qualitative research design is adopted, utilizing both content analysis and discourse analysis. Discourse analysis is specifically applied to uncover the ideological structures embedded in social media content and their influence on individuals’ cognitive orientations. Ultimately, the study explores how veganism is represented in new media environments, how it is shaped as an anti-consumerist ideology, and how it becomes integrated into individuals’ mental frameworks.
Veganism Public Sphere Participatory Culture Social Media New Media
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Yeni Medya |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 30 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 2 |