Tarih boyunca dünyanın birçok kentinde döneme hâkim siyasi ideolojilerin ve kamu politikaları üreten otoritelerin “binalar, meydanlar, parklar ve heykeller” gibi kamusal öğelerin tasarım ilkeleri üzerine hegemonik etkilerinden söz edebiliriz. Örneğin 1917 yılında Bolşevik Devrimi ile Rusya’da Çarlık rejiminin son bulup Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla Marksist-Leninist ideolojinin Kızıl Meydan, toplu konut inşaları ve komünal evler gibi tasarım öğeleriyle Sovyet mimarisini etkilediğini görürüz. Dünya siyasi tarihinden bir diğer örnek 1930’lar Avrupa’sından verilebilir. Bu dönemde Almanya’da hüküm süren Nasyonal Sosyalizm, totaliter tarzda bina ve anıtlarla kentsel mekânda vücut bulmuş ve böylelikle Nazi iktidarının mimari dilini kurmuştur. Türkiye siyasi tarihine bakıldığındaysa Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte kamusal alanda ulusal anlamda Batılı ve modern Türk kimliğinin inşasını somutlaştıran yapılaşmalara ağırlık verildiğini, örneğin 1930’lu yıllarda inşa edilen Halk Evleri ve Türk Ocakları’nın modernleşme ideallerinin ve milli değerlerin aktarımının gerçekleştiği başlıca mecralar olduğunu söyleyebiliriz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |