Ortaçağ, modern dünyanın kurum-kuruluş gibi somut yapılarının yanısıra düşün dünyasının da oluştuğu bir dönemdir. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dinlerinin günümüzdeki şeklinin temellerinin atıldığı Ortaçağ’da bu dinlere bağlı felsefi sistemler de oluşturulmuştur. Bu oluşumlar oldukça uzun bir süredir çoğunlukla sonuçlanamayan tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Dinler ve uygulamaları farklı olsa da söz konusu tartışmaların kaynağını tek bir soruya indirgemek mümkündür: Bu felsefe (Yahudi, Hristiyan ya da İslam), bu dine (Yahudilik, Hristiyanlık ya da İslam) mensup kişilerin yaptığı bir eylem olarak mı tanımlanmalıdır yoksa bu dinden (Yahudilik, Hristiyanlık ya da İslam) kaynağını alan bir düşünce sistemi midir? Kısacası bu dinsel felsefelerin kimliği aktörüne göre mi konusuna göre mi etiketlenmelidir? Bu tek soru ise beraberinde en önemli temel ilişkinin sorgulamasını getirmektedir: Din ve Felsefe.
Din ve felsefe ilişkisini İslam Felsefesi özelinde tartışan bu çalışma özellikle en büyük olduğu öne sürülen üç tek tanrılı dinin ortak kavramları olan vahyi, mutlak gerçekliği, Tanrı’nın tanımlanamazlığını ya da apofatik teolojiyi ve dinsel metinlerin yorumlamaları konularında İslam Felsefesi’ne ilişkin sorgulamalar üzerine kurulmuştur.
The Middle Ages is the period when world of thought was formed as well as physical structures of modern world such as institutions. In the Middle Ages when foundations of present forms of Judaism, Christianity and Islam were laid, also the philosophical systems dependent on these religions were formed. This formation has brought along debates which have not been concluded mosty for rather a long time as well. Although the religions and their practices are different, it is possible to reduce the source of the aformentioned debates to a single question: Should this philosophy (Jewish, Christian or Islamic) be defined as an act of members of this religion (Jewish, Christian or Islamic) or does this philosophy (Jewish, Christian or Islamic) take its source from this religion (Jewish, Christian or Islamic)? In short, should the identity of these religious philosophical systems be labeled according to their actors or their subjects? This single question brings along the inquiry on the most important and basic relationship, as well: Religion and Philosophy.
Discussing the religion and philosophy relationship on Islamic Philosophy, this study is constructed upon inquires related to Islamic Philosophy about the subjects of revelation, absolute reality, indescribability of God or apophatic theology and interpretations of religious texts as common concepts of allegedly the three greatest monotheistic religions.
Medieval Philosophy Islamic Philosophy Revelation Religion and Philosophy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 3 |