Sarf akdindeki peşinlik şartının günümüzdeki döviz alım-satım işlemlerine nasıl uygulanacağı güncel bir iktisadi problem olarak karşımızda durmaktadır. Döviz piyasalarında bedellerin teslim vadesine
göre spot ve türev (vadeli) olmak üzere başlıca iki tür işlem
gerçekleştirilmektedir. Peşin kur üzerinden gerçekleştirilenlere “spot döviz satım
işlemleri” denir. Türev işlem ise forward, future, swap ve opsiyon işlemlerini
kapsayan çerçeve bir kavram olup her iki bedelin vadeli olduğu, varlığı ve
fiyatı başka bir varlığa bağlı olan ve genellikle bir miktar teminatın
yatırıldığı alım satımları ifade etmektedir İslam hukukunda para
mübadeleleri sarf akdi altında incelenmiş ve bu işlemlerde peşin ve hakiki
kabzın gerekli olduğu ifade edilmiştir . Ribâ
ile ilgili temel hükümlerin yer aldığı hadislerde altın, gümüş, buğday, arpa,
hurma ve tuzun kendi cinsleriyle mübadele edilirken eşit ve peşin olması,
farklı cinslerle değişim yapılırken ise peşin olması şart kılınmıştır. Aksi
takdirde ribâ gerçekleşeceği beyan edilmiştir. Altın ve gümüşte peşin olma
şartını fakihler para (semen olma) vasfıyla izah etmişlerdir. Buna dayalı
olarak altın ve gümüşle ilgili görülen sarf akdi şartlarının günümüzdeki kağıt
paraların mübadelesinde de gerekli olacağı kesindir. Sarf akdinde bedellerin peşin olarak el değiştirmesi
ve bu akidde şart muhayyerliğinin bulunmadığı hususunda fakihler görüş birliğine
varmışlardır
spot
döviz satım işlemi, vadeli kurun esas alınmadığı bütün döviz satım
muamelelerini kapsayan ve döviz piyasalarında en yaygın şekilde kullanılan
işlem çeşididir. Spot döviz piyasasının en başta gelen aktörleri bankalar ve
halk arasında “döviz bürosu” olarak adlandırılan döviz ticareti yapan kurumlardır.
Bankalar arası gerçekleştirilen spot döviz işlemlerinde para fiilen kabzedilmek
yerine hesaba havale yoluyla transfer edilmektedir. Yurt dışındaki bankalarla
gerçekleştirilen spot döviz işlemlerinde bedellerin teslimi kırk sekiz saati
bulabilmektedir. Spot
döviz satımları çoğunlukla malik olunan paralarla gerçekleştirilir. Fakat bazen
bankalar, müşterilerine sahip olduklarından çok daha fazla miktarda döviz alıp
satma limiti tanır. Buna marjlı döviz satım işlemi (marjlı forex) denir döviz
forward işlemi, önceden belirlenmiş bir kur ile ve yine önceden belirlenmiş
vadede bedellerin teslimini içeren döviz alım satım sözleşmesidir. Döviz future
işlemi ise miktarı ve şartları işlemin gerçekleştirildiği borsa tarafından
belirlenmiş olan ve her iki tarafı da bağlayıcı nitelikteki vadeli döviz alım
satım sözleşmesidir. Döviz forward ve döviz future, birbirine benzeyen işlemler
olmakla birlikte aralarında önemli farklılıklar vardır. Future sözleşmelerin
borsalarda forward sözleşmelerin ise borsa dışında işlem görmesi, future
sözleşmelerin belirli teslim tarihleri ve yerleri olmasına karşın forward
sözleşmelerde teslim tarihini ve yerini tarafların ortaklaşa belirlemeleri söz
konusu iki sözleşme arasındaki farklardan bazılarıdır. Döviz swap işlemi ise
iki taraf arasında belirlenen tutarda dövizin başka cins bir para ile mübadele
edilmesi ve belirli bir süre sonunda söz konusu paranın aynı döviz cinsiyle
geri alınmasıdır. Diğer bir ifadeyle döviz swap işleminde biri spot diğeri
forward olmak üzere iki döviz alım satım sözleşmesi bir arada yapılmış
olmaktadır. Bu sözleşme uyarınca taraflar, öncelikle belirli bir miktar dövizi
farklı bir para birimi ile spot kur üzerinden peşin olarak satar, sözleşme
vadesi geldiği zaman, söz konusu dövizi, başlangıçta üzerinde mutabık
kaldıkları forward kur üzerinden geri satın alırlar. Böylelikle net bir
pozisyon oluşturmadan bir dövizi başka bir dövize çevirerek kur riskinden
korunmuş olurlar Döviz opsiyon işlemini diğer vadeli döviz
işlemlerinden (döviz forward, döviz future, döviz swap) ayıran en belirgin
özellik, opsiyon işleminde alıcının belirli bir bedel ödeyerek işlemi
gerçekleştirme konusunda muhayyerlik hakkı kazanmasıdır. Muasır fakihler
çoğunluk itibariyle bu işleme cevaz vermezler. Zira sarf akdinde vade ve muhayyerlik
caiz değildir. Diğer yandan muhayyerlik hakkı, müstakil olarak satım akdine
konu olabilecek nitelikte de değildir.Döviz satım vaadleşmesinde taraflar; vadeyi,
cinsi, miktarı, ve kuru belirleyerek bir döviz alım satım vaadleşmesinde
bulunurlar. Vade geldiği zaman önceden mutabık kılınan şartlar çerçevesinde
yükümlülükler yerine getirilir. Bu işlemde taraflardan en az birisinin
vaadinden dönme hakkının bulunması şart koşulmaktadır. Buna cevaz veren
fukahaya göre burada bir akidden değil vaadleşmeden söz edilebilir. Bu yüzden
de sarf akdindeki vade ve muhayyerlik yasakları ihlal edilmiş olmaz. Ancak
muasır fakihlerin çoğunluğu bu işleme cevaz vermez. Zira bu işlemin adı, her ne
kadar vaadleşme olsa da uygulama, sarf akdi yapıldığını göstermektedir. Daha
önce de ifade edildiği üzere sarf akdinde vade ve muhayyerlik caiz değildir. Karşılıklı
karz işleminde ise taraflar, farklı para birimleri üzerinden birbirlerine borç
verirler ve anlaşma süresi sonunda da verdikleri borcu geri alırlar. Böylelikle
taraflar kur riskine girmeden ihtiyaç duydukları para biriminden istedikleri
vadede borç bulma imkanı bulurlar. Muasır fakihlerin çoğunluğu faiz, cehalet, ğarar
vb. mahzurlu unsurların yer almaması sebebiyle bu işleme cevaz verirler. Yazarın
görüşü de bu yöndedir. Hatta bazı alimlere göre faizli işlemlerden
uzaklaştırması ve tarafları kur riskinden koruması sebebiyle karşılıklı karz
işlemi teşvik edilmelidir. Ancak bu işlemi; “bir akidde iki akid”, “vadeli sarf
akdi” ve “menfaat sağlayan karz” olarak niteleyen kimi alimler sakıncalı
bulmuşlardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Değerlendirmeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2019 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2019 |
Kabul Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 1 |
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.