Hukuk,
adalet ve vicdan insanlığın kaderini ve kederini belirlemeye devam ediyor.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne giden süreçte ceza hukukunun
geçirdiği değişimler, reformlar ve bu safhalarda devlet, birey, toplum ve dinin
yeniden tanımlanıp konumlandırılması, nihayetinde de faşist bir ceza hukukunun
kabul edilmesi... Tüm bu aşamalar, içinde yaşadığımız dönemin parametrelerini
belirlemiştir. Kanunlar, toplumun muhafazası ve devamı; ıslahı ve iyileşmesi
için elbette gereklidir; fakat kanun, toplumu ve bireyi değil de bizatihi
kendisinin muhafazası ve idamesi için var ise toplum ve bireyin mevcudiyeti
devletin gölgesinde kalıyorsa, devlet tek mağdura dönüşüyorsa, hukuk varoluş nedeninden bir hayli uzaklaşmış
demektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Değerlendirmeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ağustos 2019 |
Kabul Tarihi | 27 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 2 |
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.