This study aims to examine the views of 12th century Andalusian Islamic philosopher Ibn Bajjah and 20th century English idealist philosopher Francis Herbert Bradley on self-consciousness. One of the main interests of both philosophers is the individual development of man. While Ibn Bajjah explains this issue within the framework of the concept of tadbīr al-mutawaḥḥid [The Regime of the Solitary], which he put forward uniquely, Bradley reveals it with the concept of self-Realisation. Philosophers, who agree that man is a social being and that self-consciousness can only become perfect in society; differ from each other in details. While Ibn Bajjah emphasizes that individual development is possible alone, Bradley states that it is not possible to realize oneself without society. Although philosophers agree that man is a free and responsible being, they differ in the relationship they establish between religion and ethics. For Ibn Bajjah, religion and ethics are not separate subjects. Bradley, on the other hand, sees these as different subjects, but Bradley also points out that religion and ethics should complete each other.
Ibn Bajjah (Avempace) F. H. Bradley Tadbīr al-mutawaḥḥid [The Regime of the Solitary] Self-Realisation Self-consciousness.
Bu çalışma, 12. yüzyılın Endülüslü İslam filozofu İbn Bâcce ile 20. yüzyılın İngiliz idealist filozofu olan Francis Herbert Bradley’in kendilik bilincine dair ortaya koydukları görüşleri incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki filozofun temel ilgilerinden birisi insanın bireysel gelişimidir. İbn Bâcce, bu meseleyi kendisine has olarak ortaya koyduğu tedbirü’l-mütevahhid kavramı çerçevesinde izah ederken, Bradley, kendini gerçekleştirme [self-realisation] kavramıyla ortaya koymaktadır. İnsanın toplumsal bir varlık olduğu ve kendilik bilincinin ancak toplumda mükemmel hale geleceği konusunda hem fikir olan filozoflar ayrıntılarda birbirinden ayrılmaktadır. İbn Bâcce, bireysel gelişimin yalnız da mümkün olabileceğine vurgu yaparken Bradley, toplum olmaksızın kendini gerçekleştirmenin mümkün olmadığını belirtmektedir. Filozoflar, insanın özgür ve sorumlu bir varlık olduğu hususunda hemfikir iken din ile ahlak arasında kurdukları ilişkide birbirinden ayrılmaktadır. İbn Bâcce için din ile ahlak birbirinden ayrı alanlar değildir. Bradley ise bunları farklı alanlar olarak görür ancak Bradley, din ile ahlakın birbirini tamamlaması gerektiğine de dikkat çeker.
İbn Bâcce F. H. Bradley Tedbîru’l-mütevahhid Kendini Gerçekleştirme Kendilik Bilinci.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2022 |
Kabul Tarihi | 11 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 7 |
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.