Günümüzde rekabet avantajına sahip olmanın yolu bilgi ekonomisinin
ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikli işgörenleri örgüte çekebilmek
ve örgütsel bağlılıklarını sağlamaktan geçmektedir. Bunun
için örgütlerin, adaylarda olumlu adalet algısı oluşturacak çok iyi
planlanmış ve uygulanmış personel temin ve seçim sürecine sahip
olmaları gerekmektedir. Bu çalışma ile söz konusu sürecin adaylar
tarafından adil olarak algılanabilmesi için örgütler tarafından nasıl
bir sistem tesis edilmesi gerektiği incelenmiştir. Personel temin ve
seçim sürecinin, örgüt ile aday arasında iki yönlü iletişime dayanan
bir süreç olduğu yeteri kadar dikkate alınmamakta, adayların düşünce ve algıları ihmal edilmektedir. Olumsuz algı ile süreçten ayrılan adaylar, örgütün marka, imaj ve itibarına önemli zararlar verebilmekte,
işe kabul edilenler ise yeterli performansı göstermekte isteksiz
davranabilmektedirler. Her iki durumda da rekabet avantajını
kaybedecek örgüt olacaktır. Sürecin nasıl etkin yönetilmesi gerektiği
konusunda çeşitli modeller ortaya konulmuş, çalışmada iki modele
yer verilmiştir. Modellerde yer alan esasları, bireysel farklılıklar ile
kültürel özellikleri dikkate alarak, kendi ihtiyaçları doğrultusunda düzenleyecek örgütlerin zaman ve maliyeti yüksek bu süreçten itibarlarını
artırarak ayrılmaları mümkün olabilecektir.
Personel temin ve seçimi Adalet algısı Nitelikli insan Model İletişim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2012 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 1 Sayı: 95 |
Dergi özellikle maliye, finans ve bankacılık alanlarında faaliyet göstermektedir.