Sanayi Devrimi 1700’lerde İngiltere’de ortaya çıktıktan sonra kıta Avrupasına sıçramış ve önce Fransa’da sonra Almanya’da etkisini göstermiştir. Bu iki komşu ülke hızla sanayileşmeye ve üretim miktarlarını muazzam şekilde artırmaya başlamışlardır. Bu durum yarım yüzyıl gibi ulusların tarihi için kısa denebilecek bir sürede, iki ülkeyi üretimde; o zamanlar en büyük enerji ve hammadde kaynağı olan demir ve kömür üzerinde, üretilen malların satış ve pazarlanmasında ise yeni sömürgeler elde etme konusunda rekabet ve çatışmaya sürüklemiştir. Bu güç mücadelesi 2 komşu ülkeyi 1870-71, 1914-1918, 1939-1945 yıllarında 3 kez savaşa sürüklemiştir. Özellikle son iki savaş sadece bu 2 ülkeyle sınırlı kalmamış, Dünya Savaşlarına yol açmış ve toplam 100 milyon civarında insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına veya sakat kalmasına neden olmuş, Dünyanın en gelişmiş sanayi ülkeleri olan İngiltere-Almanya ve Fransa özellikle son savaştan üretim güçlerinin dörtte üçünü yitirerek çıkmışlardır. Bunun üzerine bir daha böyle felaketlere yol açmamak amacıyla savaşın nedenlerinin ortadan kaldırılmasına çalışılmıştır. Bu amaçla ağır sanayinin, özellikle savaş sanayinin temel girdileri olan kömür ve çeliğin üretim ve dağıtımında devletlerin egemenlik haklarını kaldıran ve yetkiyi devletler üstü bir örgüte devreden ve aynı zamanda bugünkü AB’nin temeli olan AKÇT kurulmuştur. İşte bu uluslar üstü örgütlenme modeli bugün Küreselleşme veya Globalleşme dediğimiz olgunun bütün unsurlarını 1989 Berlin Duvarının çöküşünden ve 1991 SSCB’ in dağılışından 40 yıl önce uygulamaya koymuştur. AKÇT-AET-AT ve nihayet bugün AB adını alan uluslar üstü örgüt, siyasi bakımdan azınlık ve insan haklarına saygılı, çoğulcu bir parlamenter rejime dayanır. İktisadi bakımdan ise başta sermayenin devletler arasında serbest dolaşımı olmak üzere üretim faktörlerinin serbest dolaşımı, ortak ticaret politikası-ortak rekabet politikası uygulanması ve ülkeler arasında başta Gümrük Birliği daha sonra Ortak Pazar ve Tek Pazar oluşturulmasına yani Serbest Ticaret ve Serbest Rekabet prensiplerine dayanmaktadır. Küreselleşmenin bütün unsurlarını uygulayan AB sayesinde, Alman ve Fransız milletleri tarihi husumetleri tamamen unutmuş, çatışmayı bırakmış ve bugünlerin en başarılı işbirliği örneğini göstererek Dünya üzerinde barış ve refahın en yüksek olduğu bölgeyi oluşturmuşlardır
Liberalizm Sermayenin Serbest Dolaşımı Serbest Rekabet Serbest Ticaret Gümrük Birliği Çoğulcu Parlamenter Demokrasi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2009 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 1 Sayı: 83 |
Dergi özellikle maliye, finans ve bankacılık alanlarında faaliyet göstermektedir.