Türk Borçlar Kanunu’nda yapılan tanıma göre, kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesinin amacı, asıl borçlunun borcunu ifa edememesi halinde alacaklının alacağını teminat altına almaktır. Kefalet sözleşmesi her ne kadar asıl sözleşmenin varlığına bağlı olup fer’i nitelikte olsa da asıl sözleşmeden bağımsız, farklı bir sözleşmedir. Dolayısıyla kefalet sözleşmesi asıl sözleşmeden bağımsız olarak yabancılık unsuru taşıyabilir. Yabancılık unsuru taşıyan kefalet sözleşmesine ilişkin bir uyuşmazlık kapsamında Türk mahkemelerine başvurulduğu takdirde hakim, Türk Borçlar Kanunu’ndaki kefalet sözleşmesine ilişkin maddi hukuk hükümlerini doğrudan uygulayamayacaktır. Bunun yerine kanunlar ihtilafı hukukumuzda sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukuka ilişkin düzenlemelere başvurarak yetkili hukuku tespit edecektir.
Çalışmamızda öncelikle, Türk Borçlar Kanunu’ndaki kefalet sözleşmesine ilişkin düzenlemelere değineceğiz. Sonrasında ise Türk Milletlerarası Özel Hukuku kapsamında, yabancılık unsuru taşıyan kefalet sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklarda olaya uygulanacak hukukun nasıl tespit edileceğini inceleyeceğiz.
Kefalet Sözleşmesi Kefil Yabancılık Unsuru Hukuk Seçimi Uygulanacak Hukuk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 21 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 2 Sayı: 1 |
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.