16. yüzyılda ortaya çıkan Protestan reformasyonunun en temel söylemi, insanların iyi davranışları ve erdemlilikleri gözönüne alınmaksızın, sadece imanları aracılığıyla kurtuluşa ulaşabilecekleri öğretisi idi. Bu öğreti, Eski Ahit’te yer alan ya da Katolik Kilisesi’nin yüklediği dinsel hukukun aklanma ve kurtuluş sürecinde geçersiz olması nedeniyle reddedilmesini içermektedir. Ancak dinsel kurtuluş açısından geçersiz olan dinsel hukukun dünyevi bağlayıcılığı önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim henüz reform çağında yaşanan önemli sosyal karışıklıklar, toplumsal yaşamda dünyevi adaletin sağlanması ve sosyal ilişkilerin düzenlenmesi için dinsel kurallardan nasıl faydalanacağı, yani ahlakın dinsel bir temele sahip olup olmayacağı tartışmasına neden olmuştur. Bu nedenle, daha önce Lutheran teoloji içinde yer alan, dinsel hukukun iki yönlü işlevine, sonraki teologlar tarafından bir üçüncüsü eklenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Antropoloji |
Bölüm | Kitap Tanıtım ve Tenkitler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2005 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 2 Sayı: 1 |