“Islamic reform” has been discussing for a long time in the West. In these discussions, Islamic reform has been usually connected with Protestant reformation. It seems that in context of comparative analyses between religious reform tendencies, Islamic reform discourses has came into prominence in three styles –sociological and assimilative, plural hermeneutical, and refusal and contextual differentiae approaches in the last decades. While sociological approach expects Islamic enlightenment just like in the history of Christianity of this century, plural hermeneutical approach prepared the theological possibility of Islamic reformation based on the holy text (Quran). Refusal approach opposes these two trends in the respect of impossibility to compare Islamic reformation with Christian religious experience, moreover it claims that these two approaches essentially bases on political concerns.
İslâm reformu söylemleri uzun bir süredir Batı düşüncesi içinde tartışılan konuların başında gelmektedir. Bu tartışmalarda İslâm reformu, genellikle Protestan reformasyonuyla ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Dinî reform eğilimleri arasındaki karşılaştırma bağlamında yakın dönemde sosyolojik, hermenötik ve reddiyeci tanımlarıyla üç farklı İslâm reformu söylemi öne çıkmıştır. Sosyolojik tanımlama Hıristiyanlık tarihinde olduğu gibi İslâm’ın da kendi aydınlanmasını gerçekleştirecek zorunlu bir reformunu beklerken, hermenötik yaklaşım İslâm reformunun kutsal metin temelinde teolojik imkânını hazırlamaktadır. Reddiyeci söylem ise bu iki yaklaşıma karşı çıkarak İslâm reformunun Hıristiyanlık tecrübesiyle kıyaslanmasının imkânsızlığına işaret ederek bu yaklaşımların daha çok politik gerekçelere dayandığını öne sürmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2008 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 5 Sayı: 2 |