There have been many works on political theories in Islamic thought,
some of which have the character of mirrors for princes (fürstenspiegel)
that advise the rulers how to rule, how to cope with the crisis conditions or
chaos management and how to struggle for power. The examples of this
genre are İbn Zafer’s Sulvan al-Mutâ’ fî ‘udvân al-atbâ’ı and Turtûşî’s
Sirâcu’l-mulûk. Some others philosophy about the character of politics and
give the main features of the ruler such as Fârâbî’s Fusûlu’l-madanî and
el-Madîna al-fâdıla; Juwaini’s Gıyâs al-umem fi iltiyâs az-zulam,
Dawwanî’s Ahlâk-ı Calâlî, Ibn Jamâ’a’s Tahrîr al-ahkâm fî tadbîri ahl al-
Islâm and Ibn al-Fîrûz’s Gurrat al-baydâ. Some works deal with much
more comprehensive structure of the state including bureaucratic one, the
examples of which are Siyâsatnâma of Nizamulmulk and Kutadgu Bilig of
Yusuf Has Hajib. On the other hand, we have scholars who did not directly
tackle this matter but indirectly commented on it through interpreting
the key terms related to the politics like itaat, ulu’l-amr, shûra, al-amr bi’l
ma’rû va’n-nahy ani’l-munkâr, adl, hukm, khilâfa, bay’a, walâya, mulk,
amn, etc., Ibn Taymiyya is the outstanding example of these scholars who
did not author any specific treatise on the subject but contributed extensively
while interpreting related terms. In this paper we will analyze
Mâturîdî’s ideas on ulu’l-amr which is among the hot debates in political
agenda. In his aloofness with the state and in his insistence on the rule of
law represented by the values and norms, Mâturîdî has the same sensitivity
when interpreting the term ulu’l-amr.
İslam düşünce tarihinde siyasal kuramlarla ilgili çok sayıda eser kaleme
alınmıştır. Bunlardan bir kısmı prenslere ayna (fürstenspiegel) türü eserler
olup yöneticilere yol göstermekte, kriz zamanlarında halkı nasıl idare
etmeleri gerektiği, iktidar mücadelesini nasıl verecekleri gibi konularda
onlara uyarılarda bulunmaktadır. İbn Zafer’in Sulvânu’l-Mutâ’ fî ‘udvâni’l
etbâ’ı ve Turtûşî’nin Sirâcu’l-mül.k’u bu türün en önemli örnekleridir.
Eserlerden bir kısmı ise siyasetin felsefesini yapmakta ve ideal yöneticinin
nitelikleri üzerinde durmaktadır. Fârâbî’nin Fusûlu’l-medenî ve el-
Med.netü’l-fâdıla’sı; Cüveyn.’nin Gıyâsu’l-ümem fi’ltiyâsi’z-zulem’i,
Devvânî’nin Ahlâk-ı Celâlî’si, İbn Cemâ’a’nın Tahr.rü’l-ahkâm fî tedbiri
ehli’l-İslam’ı ve İbn Fîrûz’un Gurretü’l-beydâ’sı bu türdendir. Bazıları ise
devletin bürokratik organizasyonu dâhil çok daha kapsamlı meseleleri ele
almaktadırlar. Nizamülmülk’ün Siyasetname’si, Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu
Bilig’i bunun örneklerindendir. Bunların dışında doğrudan siyaset
felsefesiyle ilgili eser yazmamakla birlikte çalışmalarında dolaylı olarak
meseleyi irdeleyen bilginler de vardır. İslam siyaset felsefesinin omurga
kavramları hâline gelen itaat, ulu’l-emr, şûra/meşveret, emr-i bi’l-ma’rûf
nehy-i ‘ani’l-münker, adalet, hüküm, hilafet, biat/bey’at, velâyet, mülk,
emn/emanet, ehliyet, liyakat, vb. terimleri yorumlarken bu bilginlerin konuyla
ilgili g.rüşlerini öğrenmekteyiz. Doğrudan siyaset felsefesiyle ilgili
yazmayan ama yorumlarında konuyla ilgili g.rüşlerini beyan eden bir isim
olarak İbn Teymiye’yi bunun örneği olarak anabiliriz. Bu yazıda, etrafında
epeyce gürültü koparılan ulu’l-emr terimine M.tür.d.’nin nasıl bir anlam
yüklediği tartışılmaktadır. Kendisi devletle ilişkilerinde mesafesini koruyan,
bilginin temsil ettiği temel değer ve normları herkesin kendisine göre
hizalanacağı yaşam normları olarak savunan M.tür.d.’nin ulu’l-emr yorumunda
da aynı duyarlılığı gösterdiğine şahit oluyoruz.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 18 Nisan 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 1 |