Sokrates’in Delf Mâbedi’ndeki “Kendini bil”, Yunus Emre’nin “İlim kendin bilmektir”, Hacı Bayram Veli’nin “sen seni bil, sen seni”, Hegel’in “kendini tanı” ifadeleri ve insanın tarih boyunca yaptığı bilme yolculuğunda ‘olması gereken’ eylemlerin neliğinin ardına düşen zihinlerin benzeri arayışlarında, yaşamın düşünceye konu yapılarak ideal bir evren/insan isteği ile iradeleri mayalama kişiyi; ‘acaba’ sözcüğüne, “ya yanılıyorsam” kritiğine aşina özne elinde şaşma’ya, hayrete, kendi tecrübesini ötekinin yaşanmışlığı ile mukayese ederek fidelenecek yeni yetkin/olgun bir insan özlemine ulaştıracak soruyu imler: Kimim ben?
Bu çalışmamızda Nurettin Topçu özelinde değeri görelilik-mutlaklık açmaz tartışmalarından sıyırarak, kişi eylemini (burada eğitici-öğretmen) tüm arka planıyla birlikte ele almayı; değer taşıyan varlığın (eğitici) değere konu eylemlerinin kişi-kişi, kişi-toplum ve kişi-evrensel insan ilişkileri içerisinde -ki bu ilişki bağlamsal olarak etik bir ilişkidir artık- anlamaya/bilmeye dönük olan, sonra bu bilme merkezli oluşturulmuş normatifliğin işaret ettiği değerlilerin belirlenmesinin izlerini sürmeyi ve en nihayetinde doğru eylemin hangi etik ilişkiler ve normlar içerebileceğini ele almayı deneyeceğiz.
Fedakâr öğretmen arkadaşlarıma ve çalışmalarıma her daim destek veren eşim Ayşe Basat'a teşekkür ediyorum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |