As in most Islamic societies, in the Ottoman Empire, knowledge was
prized as one of the greatest virtues. In order to spread it the foundation of
mosques, colleges and libraries as charitable endowments was so common that
it was virtually the sole means of establishing an infrastructure of educational
and religious institutions. By the end of the Ottoman period Istanbul alone had
several thousand institutions built as charitable foundations. It was a practice
for founders to build a building and to set aside properties the rent of which
would go to the upkeep of this endowment. Thereafter less wealthy benefactors
often endowed the institution with gifts of all types. It was by these means that
the Ottoman Empire established a system of higher education which consisted
of colleges not only in the capital but in every province. It was partly to facilitate
the teaching activities that the first libraries were founded also to allow the
common people access to knowledge.
Çoğu İslam toplumlarında olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu’ndada bilgi en yüksek erdem olarak ödüllendirilmiştir. Bu kültürü daha ileri taşımaamacı ile vakıflar tarafından camiler, medreseler ve kütüphaneler kurulmuştur.Din ve eğitim kurumlarının altyapısı da bu yolla teşkil edilmiştir. Örneğin,Osmanlı’nın son dönemlerinde sadece İstanbul’da birkaç bin vakıf bulunmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu, bu vakıflar sayesinde yalnız başkent İstanbul’dadeğil, bütün kazalarda medreselerden oluşan yüksek bir eğitim sistemi kurmuştur. Bu yapıyı ileri götürmek ve öğretim faaliyetlerini bir ölçüde kolaylaştırmakiçin merkezden uzak olan bu medreselerin içlerinde de kütüphaneler kurulmuş,insanların bilgiye erişimi de bu sayede sağlanmak istenmiştir
Diğer ID | JA44SB77GZ |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 45 Sayı: 208 |