İşbirlikli öğrenme, öğrencilerin öğrenme seviyesini yükseltmek amacıyla, küçük gruplar şeklinde birlikte çalışmayı esas alan bir yöntemdir. Bu yönteme, başarılı eğitim sistemine sahip ülkelerde büyük ilgi gösterilmektedir. İşbirlikli öğrenme yöntemini diğer öğrenme yöntemlerinden ayıran önemli bazı özellikleri vardır. Bunlar; güçlü bir kuramsal arka plan bilgisi, üzerinde yapılan çok sayıda bilimsel araştırmanın varlığı ve eğitimin her kademesinde uygulanabilir olmasıdır. İşbirlikli öğrenme ayrıca 21. yüzyıl becerileri olarak sınıflandırılan temel beceriler arasında yer almaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde çağdaş eğitim yaklaşımlarına bağlı olarak öğretim programları yeniden yapılandırılmıştır. Bu araştırmanın amacı, işbirlikli öğrenme yönteminin Türkçe öğretimi programlarındaki yerini; temel iletişim becerileri temelinde; işbirlikli öğrenme unsurları ve kullanılan materyaller üzerinden incelemektir. Çalışma, doküman inceleme yöntemini içeren nitel bir çalışma olarak planlanmıştır. İşbirlikli öğrenme yönteminin kullanılma sıklığı ve niteliğini belirlemek amacıyla, 1926 yılından günümüze belirlenen 19 Türkçe öğretimi programından ön inceleme sonucunda seçilen 17 program çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmanın en önemli bulgusu, eğitimdeki bu reformların henüz temeli atılırken, günümüzde 21 yüzyıl becerileri diye de anılan yaşamsal becerilerden önemli biri olarak işbirlikli öğrenmeye, özellikle cumhuriyetin ilk dönem programları olan 1926, 1930 ve 1936 Türkçe programlarında kayda değer ölçüde yer verilmiş olmasıdır. Yapılan doküman analizi sonucunda işbirlikli öğrenmeye birinci kademe programlarında ikinci kademe programlarından daha çok yer verildiği ve yakın tarihimizde yürürlüğe giren 2005, 2015 ve 2017 programlarında yapılandırmacı yaklaşımın hedefleriyle uyumlu şekilde işbirlikli öğrenme yöntemin yer aldığı görülmüştür. Teknolojik gelişmelerin Türkçe Öğretim Programlarındaki işbirlikli öğrenme uygulamalarına yansıması açısından konuya bakıldığında ise 1980’lerden itibaren ülkemizde yaygınlaşan dijital teknolojilerin ilk kez 2015 programında yoğunluklu olarak yer aldığı belirlenmiştir.
Collaborative learning is a method based on working together in small groups aimed at improving students' learning levels. This method has garnered significant interest in countries with successful education systems. Collaborative learning is distinguished from other learning methods by some important features, including a strong theoretical background, the existence of numerous scientific research studies, and its applicability at all levels of education. Additionally, collaborative learning is classified among the essential skills known as 21st-century skills. In the current period, instructional programs have been restructured in line with contemporary educational approaches. The purpose of this research is to examine the place of collaborative learning in Turkish language teaching programs based on fundamental communication skills, collaborative learning elements, and the materials used. The study is planned as a qualitative research including document analysis. To determine the frequency and nature of the use of collaborative learning, 17 Turkish language teaching programs have been included in the study, selected from 19 programs identified from 1926 to 2017. The most important finding of the study is that while the foundation of these educational reforms was being laid, collaborative learning, one of the vital skills known as 21st-century skills today, was notably included in the Turkish language programs of the early Republican period, such as the programs of 1926, 1930, and 1936. According to the document analysis, collaborative learning is more prevalent in first-grade programs compared to second-grade programs, and in the more recent 2005, 2015, and 2017 programs, which were prepared based on a constructivist approach, it is more extensively incorporated in line with the approach's objectives. Regarding the reflection of technological advancements in collaborative learning applications in Turkish Language Teaching Programs, it has been determined that digital technologies, which have become widespread in Turkey since the 1980s, were predominantly included in the 2015 program for the first time.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 53 Sayı: 243 |