Bu makale Roman Jakobson ve Petr Bogatyrev'in folklor alanına katkılarını karşılaştırmalı bir perspektifte,
etkileşimleri üzerinden ele almaktadır. Bilindiği gibi Jakobson, folklorun bireyler arası iletişimine yön
veren dilbilimsel ve göstergebilimsel sistemlerin işleyişine söylemsel düzlemde katkı sağladığına inanan bir kuramcıdır (bu alanda çalışanların folklorik anlatıları sürekli olarak çözümleme çabalarının nedeni budur). Yapısal çözümlemenin yöntemsel getirilerine vurgu yaparak folklor söyleminin üretimi ve anlaşılmasında dilin sanatsal ve yaratıcı yönlerini ifade eden özellikle "şiirsel işlev" (fr. Fonction poétique) kavramını irdeler. Folklor söylemiyle bağlantılı olarak Jakobson ayrıca, benzer yapıların, motiflerin, izleklerin farklı anlatılarda veya aynı anlatının farklı bölümlerinde yinelenmesi işlemine karşılık gelen “koşutluk” kavramının işleyişi üzerinde durur. Aynı unsurları performans kuramı perspektifine uygun olarak da kullandığı bilinmektedir. Yine yapısalcı bir perspektifte çalışan Bogatyrev folklorun toplum, kültür ve dil ile olan ilişkisi üzerine odaklanır. Toplumdilbilimci bir yapısalcı kimliğine koşut biçimde folklorun kolektif yaratıcılığın bir ürünü olduğuna ve kökenlerinin bir topluluğun deneyimlerine, değerlerine ve inançlarına dayandığını yineleyen Bogatyrev, folklorun yaratıldığı ve aktarıldığı toplumsal bağlamı yapısal perspektifi göz ardı etmeden incelemenin gerekliliğine vurgu yaparak bireylerin ve toplulukların yaşamlarında oynadığı rollere değinir; Jakobson’un işlev tanımlamalarına koşut biçimde o da folklorda "işlev" kavramını öne çıkarır. Halk anlatılarının ahlak dersi vermedeki, kolektif kimlikleri şekillendirmedeki ve bir topluluk içinde sosyal uyumu teşvik etmedeki rolünü söz konusu yaklaşımın verileriyle analiz eder. İlk anda bir toplumun (daha çok Çek toplumu) düşünsel birikimini, değerlerini, inançlarını öne çıkararak Jakobson’un aşırı biçimci tutumundan uzaklaştığı sanısı uyansa da folklorun dinamik ve işlevsel yönlerine odaklanmasıyla, Jakobson'un biçimci ve yapısalcı perspektifiyle buluşur. Gerçekten de biraz daha yakından bakıldığında yaklaşımlarının kimi bakımlardan örtüştüğü görülmektedir. Ortak çalışmaları 1920'lerin sonunda halk kültürünün yapısını ve işlevini analiz etmek için "yapısal-işlevsel analiz" adını verdikleri bir teori geliştirmeleriyle başlamıştır. Bu yaklaşım, halk anlatılarının ve uygulamalarının içsel düzenleyiminin yanı sıra daha geniş toplumsal ve kültürel işlevlerini de anlamaya yöneliktir. Yapısal-işlevsel analizin en kayda değer getirilerinden biri, halk kültürünün aktarımı ve evriminde performansın rolüne yaptığı vurguydu. Yapısalcılığı bir yöntem olarak benimseyenlerden farklı olarak Jakobson ve Bogatyrev, halk anlatılarının ve uygulamalarının değişmez unsurlar olmadıklarını, tersine toplumsal yaratıcılığın dinamik ve gelişen ifadeleri olduğunu savunurlar. Jakobson'un folklorun şiirsel işlevine ve yapısal kalıplarına yaptığı vurgu, folklorun sanatsal ve duygusal boyutlarını anlamak için bir altyapı oluştururken, Bogatyrev'in folklorun toplumsal bağlamına ve işlevlerine odaklanması, folklorun içinde bulunduğu toplulukları nasıl şekillendirdiğine ve onlar tarafından nasıl şekillendirildiğine ilişkin bir çerçeve oluşturmuştur. Disiplinlerarası yaklaşımları, araştırmacıları dilbilim, antropoloji, tarih ve edebiyat eleştirisi gibi alanlardan içgörüler alarak iş birliği yapmaya teşvik etmiştir. Bu da folklor çalışmaları içinde Konuşmaya Dayalı (Sözlü) Etnografi, Performans Antropolojisi ve Folklor ve Ulusal Kimlik Çalışmaları gibi yeni alt alanların gelişmesine katkı sağlamıştır. Genel olarak, Jakobson ve Bogatyrev'in folklor çalışmalarına katkılarının alan üzerinde kalıcı bir etkisi olduğu ortak paylaşılan bir görüştür. Folklorun yapısal örüntüleri ve şiirsel işlevlerinin (Jakobson şiirselliği ayırıcı, özgül yapısal bir unsur olarak kullanıyor) yanı sıra toplumsal bağlamı ve folklorik bir anlatıda gündeme gelen diğer işlevleri de inceleyerek, bu alanda gelecekte yapılacak disiplinlerarası araştırmalar için bir dizi veri ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada Jakobson ve Bogatyrev’in folklorik bir anlatı incelemesi konusunda önerdikleri çözümleme modelinin işleyişi, bunu yaparken bu çalışmanın sınırları içinde onların folklor algısı üzerinde kısaca duracağız. Böyle bir çalışma Propp’un masal çözümlemesi ile başlayan biçimci çözümlemelerin, yapısalcı yaklaşımı benimseyen eski ve yeni farklı kuramcıların çözümleme yöntemlerini daha iyi konumlandırmaya ve algılamaya katkı sağlamaya yöneliktir.
Jakobson Bogatyrev dilbilimsel folklor işlevsellik yapısalcılık
This article discusses the contributions of Roman Jakobson and Petr Bogatyrev to the field of folklore studies from a comparative perspective. Jakobson is a theorist who believes that folklore is an integral part of the larger linguistic and semiotic systems that shape human communication. Emphasizing the importance of structural analysis, he introduced the concept of "poetic function" (fr. Fonction poétique), which refers to the artistic and creative aspects of language that are fundamental to the production and understanding of folklore. In connection with folklore discourse, Jakobson also emphasized the concept of "parallelism", which refers to the process of repetition of similar structures, motifs or themes in different narratives or in different parts of the same narrative. Bogatyrev, on the other hand, focuses on the relationship between folklore and society, culture and language. Stating that folklore is a product of collective creativity and has its origins in the shared experiences, values and beliefs of a community, Bogatyrev emphasizes the importance of examining the social context in which folklore is created and transmitted, referring to the roles it plays in the lives of individuals and communities and emphasizing the concept of "function" in folklore. He analyzes the role of folktales in teaching moral lessons, shaping collective identities and promoting social cohesion within a community. Bogatyrev's focus on the dynamic and functional aspects of folklore initially distinguished him from Jakobson's formalist and structuralist perspectives. However, a closer look reveals that their approaches overlap in some respects. Despite the differences in their approaches, Jakobson and Bogatyrev's theoretical definitions complement each other. Their joint work began in the late 1920s when they developed a theory called "structural-functional analysis" to analyze the structure and function of folk culture. This approach seeks to understand the internal organization of folk narratives and practices as well as their broader social and cultural functions. One of the most notable contributions of structural-functional analysis was its emphasis on the role of performance in the transmission and evolution of folk culture. Unlike those who adopted structuralism as a method, Jakobson and Bogatyrev argue that folk narratives and practices are not fixed, unchanging entities, but rather dynamic and evolving expressions of social creativity. Jakobson's emphasis on the poetic function and structural patterns of folklore provided a basis for understanding its artistic and emotional dimensions, while Bogatyrev's focus on the social context and functions of folklore provided a comprehensive view of how folklore shapes and is shaped by the communities in which it is found. His interdisciplinary approaches have encouraged researchers to collaborate, drawing insights from fields such as linguistics, anthropology, history and literary criticism. This has led to the development of new subfields within folklore studies, such as Conversational (Oral) Ethnography, Performance Anthropology, and Folklore and National Identity Studies. Overall, Jakobson and Bogatyrev's contributions to folklore studies have had a lasting impact on the field. By examining the structural patterns and poetic functions of folklore as well as its social context and functions, they laid the groundwork for future interdisciplinary research in the field. In this study, we will focus on the functioning of the analysis model proposed by Jakobson and Bogatyrev in the analysis of a folkloric narrative, and thus on their perception of folklore. Such a study is intended to contribute to a better positioning and perception of the analysis methods of different theorists, old and new, who adopt the structuralist approach to formalist analysis, which began with Propp's fairy tale analysis.
Jakobson Bogatyrev linguistic folklore functionality structuralism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |