Öz
“Dostça konuşmak”, “sohbet etmek”, “sözle yapılan hafif şaka” olarak tanımlanan “yârenlik”; halk arasında, sonunda nükteli bir ifadeye yer verilen gülünç konuşma ve anıların anlatımı için kullanılmaktadır. Fıkraların oluşumuna da kaynaklık eden yârenlik anlatılarında güldürme, önde gelen bir özelliktir. Güldürmenin yanı sıra herhangi bir konuyu, düşünceyi açıklamada, örneklendirmede kullanılabilecek türden olan yârenlikler “teselleme” olarak adlandırılır. Diğer halk edebiyatı türlerinde olduğu gibi yârenlik anlatıları da doğrudan ya da dolaylı şekilde eğlendirme, rahatlatma, dostluğu ve beraberliği güçlendirme, eleştirme ve eğitme işlevlerine sahiptir. Köy gibi küçük bir çevrede yaşanmaları ve anlatılmalarından dolayı, tesellemelerde olduğu gibi yârenliklerin de gerçek kahramanları, anlatıcılar ve dinleyiciler tarafından doğrudan ya da gıyaben tanınır. Yârenliklerde gülünçlük üstünlük, uyuşmazlık ve rahatlama teorileri dâhilinde açıklanabilecek unsurlara bağlıyken diğer taraftan anlatı kahramanının gerçek ve özgün kişiliği de önemli bir gülme unsurudur. Bu
anlatıların, kahramanlarının tanınmadığı bir ortamda da anlatılması, olay ya da durumun öneminin öznenin
önüne geçtiğinin ve daha büyük bir çevreye hitap ettiğinin göstergesidir. Bu niteliği taşıyan yârenlik ve tesellemeler, fıkraya dönüşmeye daha uygundur. Ayrıca, yârenliklerde genellikle amaç olan güldürücü özellik,
teselleme ve fıkrada daha çok araç olarak kullanılır. Anlatı, gerçek kahramanlarının yanı sıra ele alınan olay
veya durumun da önemini kaybedip unutulmasına rağmen, içerdiği ders ya da fikir bakımından unutulmadığında ise atasözüne dönüşür. Dolayısıyla yârenlik anlatılarının yalnızca fıkralara değil, atasözü ve deyimlere de kaynaklık ettiği söylenebilir. Yârenlik anlatıları, ortaya çıktığı yörenin dışından kimselere anlatıldığında, yayınlanmak üzere köy gazetesine gönderildiğinde veya sosyal medyada paylaşıldığında, anlatıcının yapmış olduğu yorum ve açıklamalar olarak tanımlanan ara sözler de artmaktadır. Bu durumda anlatıcı, özellikle giriş bölümünde, konuya yönelik bilgilendirici ifadelere yer verme gereksinimi duymaktadır. Günlük yaşamda kendiliğinden, doğal olarak ortaya çıkan bu güldürücü nitelikteki konuşma ve anıları içeren yârenlik anlatıları; gerçek kişi, olay ve durumları konu almasından dolayı, anlatıldığı köy ya da yöredeki yaşam şekillerini, hayat şartlarını, ortak duyuş ve düşünüş tarzını; kısacası kültürü ve sosyoekonomik durumu doğrudan yansıtır. Anlatılarda kullanılan sözcükler, seslenme şekilleri, ifade kalıpları yörenin ağız özellikleri hakkında veriler sunarak bu alandaki çalışmalara kaynaklık edebilir. Kimi yârenlikler, değişen sosyal şartlara ve zamana bağlı olarak yok olmaktadır. Bu bakımdan halk edebiyatının yanı sıra kültür tarihi araştırmalarında da bir kaynak olabilecek bu anlatıların derlenmesi ve incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Kırşehir’in Mucur ilçesine bağlı Dalakçı köyü, yârenlik anlatımının yaygınlığı ile dikkat çekmektedir. Köylülerin “Dalakçı Gazetesi”ne göndermiş olduğu yârenliklerden 155 tanesi kitap hâline getirilerek “Yârenlikleriyle Köyümüz Dalakçı-1” adıyla yayınlanmıştır. Çalışmamızda, bu kitapta yer alan yârenlikler, mizahi özellikleri bakımından incelenmiş,
onları teselleme ve fıkradan farklı kılan nitelikler hakkında tespitlerde bulunulmuştur.