Ahlak, kültürün içinde şekillenen ve anlamsal içeriği düşünce, inanç ve motivasyon farklıkları nede-niyle coğrafya, kültür ve tarihe göre çeşitlilik gösteren bir kavramdır. Göreceli ve değişken bir yapıya sahip olan bu kavramın içeriği, iyi ve kötü üzerine kuruludur. İyi ve kötü, düşünce tarihinde kimi zaman Sokrates, Platon ve Farabi’de olduğu gibi bilgiyle kimi zaman da Kant gibi davranışın ardındaki niyet ile özdeşleştirilir. Düşünürler, bir eylemin gerçekleştirilmesi ya da gerçekleştirilmemesi konusunda ortak bir değerin olduğuna ve evrensel ahlak yasasının objektif özelliklerine vurgu yapmaktadır. İdealleştirilen bir eylemin ortaya çıkması ödül ile sonuçlanırken; yapılmaması istenen eylemin gerçekleştirilmesi ise ceza olgusunu doğurur. En ilkel topluluklardan günümüz çağdaş toplumlarına kadar toplumsal hayatı düzenleyen kurallar vardır. Toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar toplumsal yaşamda meydana gelen değişiklikler ile şekillenir. Her dönemde yazılı veya yazısız hukuk sistemi iyi > ödül, kötü >ceza karşıtlığı üzerine kurulur. Kişinin norm ve beklentilere uygun davranıp davranmadığı denetimini sağlayan unsurların en önemlisi toplumsal denetimdir. Türk dilinin ilk yazılı ürünlerinden olan Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib tarafından 1069-1070 yıllarında Kaşgar’da yazılmıştır. Hacib, 6645 beyitten oluşan bu eserinde, adından da anlaşılacağı üzere hem bu dünyada hem de ölümden sonraki yaşamda insanı mutluluğa ulaştıracak davranışları dört kahramanın diyaloglarıyla verir. Karahanlılar dönemi Türk toplumsal yaşamında büyük kırılmaların değişimlerin görül-düğü bir dönemdir. Bu dönemde de toplumun istikrarını ve bireyler arası ilişkileri düzenleyen ahlak değerleri ve hukuk sistemi mevcuttu. Bu değerler sisteminde tarihsel Türk töresi ve İslam’ın buyrukları söz konusu olmuştur. Eski inançlarından, Müslümanlığa geçen toplumun yeni ahlaki ve siyasi hedeflere ihtiyacı olduğunu bilen Hacib, toplumuna ve yöneticilerine hem bu dünyada hem ölümden sonraki yaşamda mutluluğa götürecek davranış sistemini göstermek istemiştir. İslam dinine geçen Türklerin toplumsal yaşamında ve düşünce dünyasında iyi ve kötünün içeriği değişmiş, yeni iyi-kötü insan tipi ortaya çıkmıştır. Hacib’in düşünce dünyasında iyi ve kötü, bilgi ile özdeşleştirilir. Hacib, bir aydın olarak din değiştirmiş bir topluma yeni ahlaki hedefleri Türk töresini gözardı etmeyecek şekilde sunar. Onun iyi-doğru insan tipi, Hoca Ahmet Yesevi’deki gibi tasavvufi öğretiyle değil; Türk töresinin ve İslam dininin prensipleriyle şekillenmiştir. Hacib, bu dünyaya fazla gönül bağlamayan, imanla Allah’a bağlı ve kalbi Allah sevgisi ile dolu, bilgili bireyleri idealleştirmiştir. Hacib, insanları iyilik yapmaya yöneltecek şekilde motive eder. Hacib, iyi kavramını ve iyi insan olmanın yüceliğini açıklarken insanları iyilik yapmaya farklı şekillerde güdüler. Çünkü erdemli olmanın sonucunda ödüle mutlaka kavuşulacaktır. Bilgili, merhametli ve itaatkâr insan, huzura ve mutluluğa erişilebilir. Ona göre Tanrının yarattığı kutsal canlı olan insan, iyi davranışlar ile hem bu dünyada hem de ahiret hayatında ödülüne kavuşacaktır. Hacib’e göre bilgisizlik, doğru konuşmamak, içki içmek, haram, isyankârlık, zina, kanunlara uymamak vs. kötüdür. Her insan, doğumundan ölümüne kadar toplumsal çevrede sergilediği kötü davranışlarından dolayı cezalandırıldığı için Hacib, kötü davranışların toplumsal hayattaki yaptırımlarını da mutlak suretle ifade etmiştir. Hacib, İslam’a geçen halkına kötü davranışın sadece bu dünyada da değil ölümden sonra da yaptırımla karşılaşılacağını hatırlatır. Toplumsal yaşam üzerinde etkili olan İslam dininin bu tür buyrukları Hacib için bir güdüleme aracı olarak kullanılmıştır. Bu, sosyal davranışların en önemli denetim unsurunun toplumun kendisi olduğu gerçeğini göstermektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 16 Sayı: 125 |