Halk inanışlarda Hızır; umudun, geleceğin, kimsesizliğin simgesidir. Hızır ermiştir, derviştir, kurtarıcıdır. Zordaki canın yardımcısıdır. Yolda kalmışların rehberidir. Kötülüklerin cezalandırıcısıdır. Ölümsüzlük suyu içmiştir, nurdur ve ölümsüzdür. Hızır, halkın inanış dünyasında var ettiği sosyal olgu, olabilirlik, umut dünyası ve beklentilerin adıdır. Hızır düşüncesi ve inancının temelinde yoksullara, kimsesizlere, gariplere yardım vardır. Yaşanılan hayatın düşüncede tohumlanmasıyla oluşan toplumsal çığlık, inanca dönüşerek binlerce yıl halk psikolojisinde yer eder. Bu haliyle Hızır yoksul ve garibin, kimsesiz, öksüz ve yetimin sesidir. Bir yanıyla yoksula yardım ederken, diğer taraftan da parası ve malı olup da yoksula, garibe, yolda, darda ve zorda kalmışa yardım etmeyenin cezalandırıcısı, kahredicisi olur. Orta Doğu’dan Orta Asya’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya kadar geniş bir coğrafyada, Hızır ile ilgili pek çok inanış vardır. Adı Hızır olmasa da mitolojik verilerden kutsal din kitapları Tevrat, İncil ve Kuran’daki ayetlere kadar, Hızır’ın varlığı konusu hep tartışılmıştır. Hemen pek çok anlatma (efsane, hikâye, destan vb.) ve inanışta Hızır ile karşılaşılır. Bu yanıyla senkretik özellik gösterir. Türkiye’de Hıdırellez Bayramı, Kazakistan’da Nevruz Bayramı ve Azerbaycan’da Hızır Nebi Bayramı gibi bayram ve törenlerin asıl objesi ve başlangıç noktası Hızır’dır. İnanışlara bağlı olarak Hızır’ın yeryüzüne gelmesi ile bahar gelmekte, toprak canlılık kazanmakta, hayvanlar ve insanlar bolluğa kavuşmaktadır. Türkiye Alevi halk inanma ve uygulamalarında ise Hızır yapıp ettikleriyle olağanüstü tip olmanın ötesinde Tanrısal özellik kazanır. Hızır zaman ve mekânın, Alevi yol, edep, inanış ve erkânının Hz. Ali ile birlikte, en önemli kutsallarından biridir. Allah (Hak) adına yapılan yeminlerin hemen hepsi Hızır adına da yapılır. Kuran’ın Kehf suresinde yer alan Hz. Musa’ya rehberlik eden eren/veli “kullardan bir kul” ifadesi onun üstünlüğünü gösterir. Tanrı, pek çok inanma veya uygulamada doğrudan doğruya Hızır veya Hz. Ali’de zuhur eder, onlarda kendini gösterir. Aleviler arasında, belirli takvim içinde doğrudan doğruya Ali adına adanmış oruç, cem, semah, niyaz (lokma), ay veya günler yok iken, Hızır adına adanmış Hızır orucu, Hızır cemi, Hızır kurbanı, Hızır lokması, Hızır kavutu, Hızır niyazı, Hızır dilekleri, Hızır ziyareti, Hızır semahı vb. ritüel inanış ve uygulamalar ile onun adına adanmış kutsal günler ve ay vardır. Bütün bunlar Aleviler arasındaki Hızır ve Hızır kültünün, düşünülenin çok ötesinde Tanrısal özelliğinin varlığını göstermektedir. Orucun tutulduğu, cemlerin yürütüldüğü, kurbanların kesildiği ve niyazların dağıtıldığı bu günler yaklaşık olarak 30-40 günlük zaman dilimi içinde gerçekleşir ki buna da Hızır günleri ve Hızır ayı denir. Makalede Hızır kültünü oluşturan unsur ve pratikler, bu çerçevede yorumlanmıştır.