Öz
Efsaneler, gerçek ya da hayalî şahıs, hadise ve yerler hakkında anlatılan kısa hikâyelerdir. Bu hikâyelerde genellikle olağanüstü olaylar olsa da anlatılanların inandırıcı olma özelliği ağır basar. Efsanelerin bu inandırıcı olma özelliği sayesinde topluma birtakım ahlaki değerler ve davranış kalıpları telkin edilir. Bu yönüyle efsaneler didaktik anlatılardır ve toplumu eğitici bir işleve sahiptirler. Efsanelerin bir kısmı “veli kültü” etrafında teşekkül etmiştir. Veliler, üstün ruhani kuvvetlerle donanarak, yaşarken veya öldükten sonra çeşitli kerametler gösteren tiplerdir. Veli kültü etrafında teşekkül eden efsanelerde velilerin göstermiş oldukları kerametler efsanelerin ana motifini oluşturmaktadır. Bu yazıda bir anda çok uzak mesafeleri kat ederek veya aynı anda iki ayrı mekânda bulunarak savaşa katıldığına ve bu vesile ile savaşın kazanılmasında Türk ordusu ve askerine yardımcı olduğuna inanılan velilerin efsaneleri üzerinde durulmuştur. Bu efsanelerde velilerin, Balkan savaşları, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Kore Savaşı, Kıbrıs Savaşı gibi savaşlara iştirak ederek Türk askeri ile birlikte savaştıkları anlatılır. Bu tarz efsaneler incelendiğinde efsanelerin birbirine benzer kalıplar ve motifler ile örüldüğü, toplum-sal bellekte yer edinen bu kalıp ve motiflerin Türk toplumunun yaşadığı farklı savaşlara adapte edildiği söyle-nebilir. Bu tarz efsanelerin son olarak Zeytindalı Afrin Harekâtı üzerine anlatılıyor olduğu tespit edilmiştir. Bu da bahsi geçen efsanelerin günümüzde yeni olaylara uyarlandığını ve güncellendiğini göstermek açısından güzel bir örnektir. Tayy-i mekân ile savaşa katılan velilerin efsanelerinde savaşa katılma biçimleri değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Efsanelerin bir kısmında tarlada ekin biçerken kendisine savaşın başladığı bir şekilde malum olan velinin, orağı ile birlikte savaşa katıldığı anlatılır. Savaş esnasında kanlı orağının bir parçası kırılarak savaştaki köylüsünün eline geçer ve böylelikle velinin sırrı açığa çıkar. Bir kısım efsanede ölmüş olan veli-ler, savaş başladıktan sonra yatırlarını terk ederek savaşa iştirak ederler. Yatırlarda görülen birtakım işaretler velilerin savaşa katıldıklarının emareleri olarak kabul edilir. Efsanelerin diğer bir kısmında ise, kutsal olduğu düşünülen bazı sularda yaşayan balıkların savaş sırasında ortadan kayboldukları, savaştan sonra ise yaralı olarak döndükleri anlatılır. Balıkların üzerindeki yaraya benzer izler de savaş esnasında aldıkları yaralar olarak düşü-nülür. Bu efsanelerin kahramanları halk arasında “Yaralı Balıklar” veya “Asker Balıklar” olarak adlandırılır. Makalede, tayy-i mekân ile savaşa katılan velilerin efsaneleri sözlü ve yazılı kaynaklardan örneklerle ele alınarak yapı ve içerik açısından incelenmiştir. Söz konusu efsanelerin yeni savaş ve operasyonlara adapte edilerek anlatıldığı, veli kültünün de canlılığını korumasının etkisi ile bu efsanelerin günümüzde inanılırlığını koruduğu tespit edilmiştir. Makalede ayrıca bir milletin “vatan” gibi kutsal değerlerine sahip çıkması gerektiğinin, “gaza” anlayışı ile “şehadet”in ne derece kıymet teşkil ettiğinin efsaneler aracılığıyla topluma nasıl telkin edildiği vur-gulanmıştır.