Öz
Metinlerarasılık, yeniden kaleme alınan metinlerin öncekilerle olduğu kadar çağdaş, yeni metinlerle kurulan alışverişler üzerinde durur; dolayısıyla bir metnin gelenekle kurduğu bağlar da araştırma konuları arasındadır. Metinlerarasılığın varsayımları, sorunsalları ve yöntemleri geleneksel söylemlerin çözümlemelerinde kullanılır. Bu çerçevede bakıldığında, modern akımlar dâhilinde ve yenilik iddiasıyla ortaya çıkan metinlerin temelinde metinlerarası yaklaşımın alıntı, anıştırma, palempsest, pastiş, parodi vd. yöntemleriyle sözlü kültür geleneğine ait unsurların barındırılması veya onlardan vazgeçilmemesi dikkat çekicidir. Sözlü kültür unsurlarının, halk şiirinin ve halka ait söz hazinesinin modern yaşama tarzları ve modern edebiyatla ilişkisi hiçbir dönem değerini kaybetmemiştir. Geleneği reddettiğini dile getiren ve yeni bir söylem geliştirdiğini ileri süren akımlarda bile kolektif bilinç ve belleğin, söz hazinesinin, geleneksel sözlü kültür varlıkları barındırdığı ortaya çıkmaktadır. Garip Hareketi bu çerçevede gelenekle bağını koparmayı iddia etmiş bir akımdır. Ancak bu hareketin tem-silcilerinin zaman içerisinde yayımladıkları şiirlerde sözlü kültür geleneğinin içerisine girmeleri veya kolektif bilinç temel unsurlarından kopamamaları, daha yerinde bir söyleyişle bir hazine olarak ona sürekli başvuruları dikkat çekicidir. Garip şiirleri metinlerarasılık bağlamda ele alındığında, sözlü kültür geleneğinin türleri olan türkü, masal, ağıt, bilmece ve destanın hem anlatım tekniği olarak hem de anlam ve çağrışım zenginliklerine yol açtığı görülür. Yani folklor malzemesi, şiirin anlatım evrenini genişletmiş, aynı zamanda Garip hareketinin şiirde aradığı “bütün hususiyeti edasında olan söz” ilkesinin karşılanmasını da sağlamıştır diyebiliriz. Bu bakımdan halk edebiyatı türlerinin, modern söylemle ortaya çıkmış metinlerde anlam ve biçim bakımından dönüştürülerek varlığını sürdürdüğü söylenebilir. Modern şiirin kaynak olarak folklorik unsurlardan vazgeçemediği, daha yerinde bir söyleyişle sözlü kültür geleneğinden kopamadığı görülmektedir. Garip şiirinde, az sayıda olmasına karşın, sözlü kültür unsurlarının bu vazgeçilmezliği ortaya koyması dikkat çekicidir. Garip Hareketi temsilcilerinin şiirleri metinlerarası alışverişler bağlamında incelendiğinde, onların sözlü kültür geleneğine özgü anlatım türkü, masal, tekerleme, ağıt ekseninde bazen biçem bazen de anlam dönüştürmeleri gerçekleştirerek kendilerine özgü bir söyleyiş tarzı oluşturdukları görülür. Garip Hareketinin temsilcileri de bu temaları işlerken halk diline ve anlatımına zaman zaman başvurmak gereği duymuştur. Orhan Veli Kanık, kullandığı halk diline ait söz ve söz grupları dışında, sıklıkla türkü formuna başvurmuş, böylece şiirini daha ahenkli bir yapıya dönüştürmüştür. Garip poetikasına en bağlı şair olan Orhan Veli’nin Destan Gibi’de türkü formunu modern bağlamda ele alması, şiirde yeni bir ses arayışı olarak da yorumlanabilir. Oktay Rifat, halkın kullandığı söz ve söz grupları dışında, tekerleme ve ağıt formuyla modern insanın trajedisini yansıtma yoluna gitmiştir. Geleneğe ait formu, anlam bakımından dönüştürmüştür. Bu arada Karacaoğlan tarzında, hece vezniyle, hatta mahlas kullanarak şiir kaleme alması da folklorik ögelerin hangi seviyede benimsendiğinin ve vazgeçilmezliğinin de delili niteliğindedir. Sözlü kültür, metinlerarası bağlamda modern şiirin içinde öykünme ve yansıtma çevresinde varlığını sür-dürür. Melih Cevdet Anday, Bilmece’de folklor unsurunu yeni bir bağlama taşımış birtakım anlam ve biçem değişiklikleri gerçekleştirmiştir. Anlam dönüştürmeleri, geçmişe dair bir olayı veya ruh halini anlatmaz. Daha çok, güncel beğeniler, anlık duygulanmalar ve sosyal – siyasal yorumların dile getirilmesinde kullanılır. Ma-kalenin ortaya çıkardığı sonuçlardan en önemlisi sözlü kültürün, hangi bağlamda olursa olsun, zamana karşı dayanıklı oluşudur. Biçem ve anlam bakımından farklılıklara uğrasa bile sözlü kültür unsurlarının, edebiyattaki vazgeçilmezliği ortaya konulmaktadır. Garip Hareketinin, dolayısıyla Orhan Veli’nin geleneğe yönelmesinde dış faktörlerin de etkili olduğu bilinmektedir. 1940’lı yıllarda Köy Enstitülerinin varlığı gibi. Bu çalışma, folklor ögelerinin Garip şiirinde metinlerarası çerçevede nasıl ele alındığını, hangi anlam ve biçem değişimlerine uğradığını örnekleriyle belirleme ve bunların tartışılması üzerine kurulmuştur.
Teşekkür
Dergiye emek veren herkese teşekkürler...