Müze ve sürdürülebilirlik ilişkisi, müzelerin bir kurum olarak işleyişine devam etmesi ve sürdürülebilir kalkınmada müzelerin üstlendiği roller açısından yorumlanmıştır. Bu iki değerlendirme ayrıca müzelerin sürdürülebilirliği için bir bütün olarak da düşünülmüştür. Müze ve sürdürülebilirlik konusunda yapılan çalışmalar ise daha çok müzelerin sürdürülebilir kalkınmadaki sosyal, çevresel ve ekonomik uygulamaları üzerinde yoğunlaşmış ve müzelerin bu uygulamalarda hangi yöntemleri kullandığı veya toplumda bu konuda nasıl farkındalık yaratılabileceği sorgulanmıştır. Bu çalışmalar arasında müzelerin çevresel sürdürülebilirliğe katkısı ise en çok işlenen konular arasında yerini almıştır. Ancak müzelerin somut ve somut olmayan kültürel mirası toplayan, koruyan, araştıran, paylaşan, sergileyen ve aktaran kurumlar olması, müzeler açısından sürdürülebilir kalkınmanın kültürel yönünün de değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle makalede, sürdürülebilir kalkınmanın kültürel yönüne odaklanılacak ve bu bağlam müzeler için sürdürülebilirliğin sosyal, çevresel ve ekonomik yönlerine eklemlenen değil, ayrıca incelenmesi ve sonuçları bakımından araştırılması gereken bir ana başlık olarak yorumlanacaktır. Bu bakımdan öncelikle müze ve sürdürülebilirlik ilişkisi üzerinde durulacak ve sürdürülebilirliğin müzeler açısından kazandığı anlamlar ele alınacaktır. Daha sonra sürdürülebilir kalkınmanın 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan “Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu: Ortak Geleceğimiz” adlı raporda ilk kez tanımlanmasından, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 2015 yılında ilan edilmesine kadar geçen süre, müzelerin bu alandaki uygulamaları ve müzecilikteki yaklaşımlar açısından değerlendirilecektir. 2015 yılından sonra ise müzelerin müze binasından yönetimine, işlevlerinden etkinliklerine kadar sürdürülebilir kalkınma hedef-lerine yönelen dikkati, dünyadaki ve Türkiye’deki örnekler üzerinden çözümlenecektir. Ayrıca bu hedeflerin müzelerin hem kendi işleyişlerinde hem de toplumun gündelik hayatında nasıl uygulanabilir hâle getirilebileceğine değinilecek ve sürdürülebilirliğin kültürel yönü incelenecektir. Kültürel sürdürülebilirliğin, üç farklı tanımına yer verilecek ve bu tanımlardan yola çıkarak müzelerin hangi kültürel sürdürülebilirlik tanımını kabul ettiği tartışılacaktır. Müzelerin kültürel sürdürülebilirlik tanımı için kısa adı UNESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu tarafından 2003 yılında kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ni, 2005 yılında kabul edilen Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi’ni ve sürdürülebilir kalkınmayı birlikte yorumlamasının önemine değinilecektir. Böylece müzelerin somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa yaşatılarak aktarılması, sürekli şekilde yeniden yaratılması, kültürel çeşitliliğin korunması ve sürdürülmesi, kültürlerarası diyalog geliştirilmesi, toplulukların kendi kültürel miraslarını koruyabilmeleri amacıyla alan yaratılması için nasıl kültür stratejileri oluşturabilecekleri açıklanacaktır. Müzelerde katılımın ve aktarımın sağlanmasının, insanı odak noktasına yerleştirmesi nedeniyle sürdürülebilirlikte oynadığı role dikkat çekilecek ve müzelerin kültürel sürdürülebilirlikle ilgili uygulamaları örneklerden hareketle değerlendirilecektir. Son olarak doğrudan ekonomik kalkınma açısından ele alınan ancak temelinde kültür olması nedeniyle kültürel sürdürülebilirlik bakımından da incelenmeyi gerektiren kültür turizmi, kültür endüstrisi ya da kentsel yaratıcılık gibi alanların müzeler tarafından kullanımı üzerinde durulacaktır.
Müze sürdürülebilir kalkınma somut olmayan kültürel miras kültürel sürdürülebilirlik kültürel aktarım
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: 129 |